Artık her şey dijital

Artık her şey dijital


Artık her şey dijital artık her şey sanal. 

İlişkiler sanal… Alışveriş sanal… İş hayatı sanal…

Tüm bunlar sene 2020 olduktan sonra hayatımıza biz istemesekte girdi. Önceden yok muydu dijital hayat? Elbette vardı dijital hayat 2000 yılından beridir hayatımızda var ama ülke olarak dijitali seven ve dijitali kullanabilen bir millet olmadığımız için dijital hayat bizde sadece oyunlar ve haber siteleri olarak kalmıştı. 

Ne zaman ki ülkemizde pandemi yasakları başladı işleteler zorunlu olarak da olsa kapatılması ve sadece dijital alışverişe açılması gerekti. İş yerleri kapatılıp evden yapılabilecek tüm işler ev ortamında yapılmaya başlandı o zaman biz ülke olarak dijital hayat ile ilk defa tanıştık.

Artık ülke olarak dijitaliz ülke olarak biz de sanal ortada yer alıyoruz. Devlet tarafından bu belki de daha önce görüldü ve E-Devlet adında bir uygulama ile devlet dairelerini sanal ortama taşımıştı fakat bu ülkemizde ne kadar ve ne etkinlikte kullanıldı bilemiyoruz.

Pandemi ülkemize girdiği andan itibaren sanala bir akın gerçekleşti. Telekomünikasyon şirketleri kullanıcılarına internet data paketleri hediye etmeye ve onlara sanal ortamda rahat gezebilecekleri ortamları sunmaya başladı. 

Okullar online adı altında sanal ortama taşındı televizyon, telefon, bilgisayar ve tabletlerimiz derslik oldu. İlk okul öğrencilerinden doktora öğrencileri kadar tüm eğitim alanlar derslerini online olarak almaya başladı. 

Basın sektörü ile birlikte bazı memuriyetler, marketler, bujiteriler, kıyafet mağazaları ve hizmet sektörünün çoğunluğu online olarak hizmet vermeye başladı. 

Bu anlamda ev alıverişimizi internetten yapmaya başladık kıyafet alışverişlerimiz internetten ve diğer tüm ihtiyaçlarımızı internetten sağlamaya başladık. Buna halk olarak başta soğuk davransak bile sonralarından ülke ve toplum olarak buna alıştık ve yeni bir olgu ile tanışan her toplumun düştüğü gaflete düşmüş olduk. Biz artık dijital yaşam bağımlısı olmuştuk. İhtiyacımız olmayan şeyleri ihtiyacımız varmış gibi ve ya gerçekten çok uygun fiyata satılıyormuş gibi gösteren dijital pazarlama hilelerine kanarak hayatta hiç kullanmayacağımız ve hiçbir işimize yaramayan şeyler almaya başladık. 

Dijital zehirlenmeden devlet nazarında da etkilenmeye başladık online eğitimde kullanılan ‘EBA’ sistemi çöktüğü zaman demek ki yoğun ilgi var diyen bakan da gördük telefonun internetin çekmediği yerde EBA’ya girilebiliyor denen vekilde. Bütün bunların yanında insan ilişkilerimiz ve aşklarımız da sanal ortama ve online şekle dönüştü. 

Bu bağlamda dini bayramlar geçirdik, yılbaşı geçirdik ve nice bayram ile kutlanacak günü uzaktan uzağa birbirimizi görüntülü arayarak ve sadece online ortamda sohbet ederek geçirmek zorunda kaldık. Belki de yavaş yavaş bu düzene alıştık gibi Avrupa toplumunun geçmişten gelen alışkanlıklarını biz yeni yeni pandemi dolayısıyla kazanıyor gibiyiz. 

Bu alışkanlıkları hayatımıza nasıl entegre edeceğimiz ve bizim kültürel yapımıza nasıl uyum sağlayacağı ise şuan bilinemeyecek kadar uzak. .

Google+ WhatsApp