Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Ak Parti 66. Adana İl Danışma Toplantısına Katıldı

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Hakkari´nin Yüksekova ilçesinde PKK´nın, 3 askeri başlarından vurarak şehit etmesinin çok büyük bir alçaklık ve korkaklık olduğunu vurgulayarak, "Çözüm süreci var d

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Hakkari´nin Yüksekova ilçesinde PKK´nın, 3 askeri başlarından vurarak şehit etmesinin çok büyük bir alçaklık ve korkaklık olduğunu vurgulayarak, "Çözüm süreci var diye kamu düzeninden kesinlikle taviz verilmeyecek, onların hakaretlerine sessiz kalınmayacak. Devlet bunun hesabını soracak, bundan sonra kimsenin yaptığı yanına kalmayacak" dedi.

"ÇÖZÜM SÜRECİ ÖRGÜTE PANİK ATAK YAŞATIYOR"
Partisinin Anemon Otel´deki 66. İl Danışma Toplantısına katılan Yalçın Akdoğan, PKK´nın saldırısı nedeniyle şehit olan 3 askerin ailelerine başsağlığı diledi. Saldırının büyük bir alçaklık ve korkaklık olduğunu dile getiren Akdoğan, sivil giyimli ve silahı olmayan insanların kafasına kurşun sıkmanın korkaklığın en açık göstergesi olduğunu, çözüm süreci korkusunun örgüte panik atak yaşattığını ifade etti. Hükümetin çözüm sürecindeki tavrının kararlı ve başarıya ulaşacağı endişesiyle provokatörlerin devreye girdiğini söyleyen Akdoğan, "Ama bilsinler ki biz bu provokatörlere de onların ipini elinde tutanlara da sonuna kadar hesap sormasını çok iyi biliriz ve devlet bunu kimsenin yanına koymayacak. Devlet bunun hesabını soracak, bundan sonra da kimsenin yaptığı yanına kalmayacak. Çözüm süreci var diye kamu düzeninden kesinlikle taviz verilmeyecek. Çözüm süreci var diye onların hakaretlerine sessiz kalınmayacak. Yol kesmelere, iş makinesi yakmalara müsamaha gösterilmeyecek. Çözüm süreci var diye bunu suistimal eden, pasiflik edenlerden de ayrıca hesabını soracağız. Devlet burada kararlıdır. En temel zemin, kamu güvenliğinin tesis edilmesidir. Bu olmadıktan sonra hiç kimseyle hiçbir şey konuşmayız" diye konuştu.

"MUHALEFET OLMAYI BİLE BECEREMİYORSUNUZ"
Türkiyenin tüm şehirlerinde, ilçelerinde, köy ve beldelerinde siyaset yapıp mücadele eden tek partinin AK Parti olduğuna vurgu yapan Yalçın Akdoğan, diğer partilerin zihinlerinde ülkeyi böldüklerini savundu. "Şırnak´a gidip MHP miting yapamaz, CHP Hakkari´ye gitti bayrak dalgalandıramadı" diyen Akdoğan, o bölgelerde varolup siyaset yapmak için büyük bedeller ödenmesi gerektiğini dile getirdi. 29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonu için CHP´nin boykot çağrısı yapıp "Giden kirlenir" denildiğini ifade eden Yalçın Akdoğan, Türkiye´nin birliğe ihtiyacı varken, yapılan bu çağrının kapıları kapattığını anlattı. Akdoğan, bu çağrının mahalle baskısı olduğunu belirterek, "Bunların 10´da birini AK Parti söylese topa tutarlar. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bir taraftan diyor ki burası milletin alın teriyle yapılan bir bina, evet milletin oyuyla seçilen bir Cumhurbaşkanı oturuyor ve bu onun en temel hakkıdır. Bu bina açık bir kıskançlık krizidir. Siz çatlasanız da patlasanız da milletin seçtiği Cumhurbaşkanı, o binada oturacak. Siz gitseniz de gitmeseniz de cumhurun reisi, cumhurla birleşecek. Ama sanıyor ki sözlerinin ağırlığı var, millet dinleyecek. Millet sizi dinlese bu halde olmazdınız, muhalefet olmayı bile beceremiyorsunuz" şeklinde konuştu.

"SOKAKLARI SAVAŞ ALANINA ÇEVİRMEDİK"
Adaleti yüceltmeye çalışanlar, mazlumun ve mağdurun sesini duyanlar tarafında olacaklarını vurgulayan Akdoğan, anlayış ve birlik olmayı işaret etti. Adana ve Mersin´in kozmopolit etnik yapısından da örnek veren Akdoğan, bölgede çok sayıda etnik ve mezhepsel yapının bir arada barış içerisinde yaşadığını ancak son olaylarda toplumsal ayrışmanın tetiklenip toplumun ve siyasi partilerin birbirine düşürülmek istendiğine dikkat çekti. Sünni, Alevi, Türk, Kürt, HDP, HÜDA-PAR, AK Parti çevrelerinde oyunlar oynandığını söyleyen Akdoğan bu süreçte sağduyu çağrısı yapan MHP ve HÜDA PAR liderlerine de teşekkür etti. Sokakları karıştırmak isteyenlere fırsat verilmediğini aktaran Akdoğan, kendilerinin de türlü haksızlıklara uğradıklarını belirterek şunları söyledi: "Elbette bir sorun yaşandığında siyaset halka gider, sokağa inip gösteri de yapabilir. Biz defalarca büyük sınavlarda halka gittik. Gezi olayları, 17 Aralık komplosundan sonra havaalanından Kızılay´a kadar 10 binlerce insan sokağa döküldü. 1 milyon kişilik mitingler yaptık, halka gittik, demokratik tepkiyi ortaya koyduk ama yakıp yıkmadık. Sokakları savaş alanına çevirmedik. 12 Eylül´de de gördük, 23 Şubat´ta da, daha önce çok zulüm gördük. Haklarımız hep gasp edildi. Büyük mağduriyetler yaşadık ama bunların yaptığını yapmadık. Silahla şiddete başvurmadık çünkü bu çıkmaz sokak. Şiddet zulüm üretir ve bugün bunu görüyoruz. Bölgede Kürtlere zulmeden örgüt var. İş yerlerini yakan seçmenlerin oy kullanmasını engel olan, iş adamının makinasını yakan, Kürt çocuklarının gittiği okulları yakan bir örgüt. Bir tarafta hizmet eden şefkat ve rahmet elini uzatan bir devlet var diğer yanda şiddet baskı yapan bir örgüt var. Evet silah çare değil sorundur, silahın gücünden medet ummanlar hep kaybetmiştir. Bölge halkı artık görüyor bu bir kırılma noktasıdır; kim hizmet götürüyor, kim zulmediyor."

"KOBANİ´DE HASEKE´DE PYD ZULMÜNDEN KAÇAN KÜRT GÖÇMENLERİ İLK BİZ KABUL ETTİK"
Türkiye´nin son dönemde bölgesel güç olduğunu ve bunun da ahlaki duruşuyla sağlandığını ifade eden Yalçın Akdoğan, Türkiye´nin zulüm gören milletlere yaptıkları yardımları anlattı. Çifte standartla hareket edemediklerini belirten Akdoğan, "Suriye´de Araplar katledildi, dünyanın sesi çıktı mı? Humus bombardıman altına tutuldu, sivil çocuklar katledildi kimseden ses çıkmıyor. Hala Türkmenler katlediliyor kimse bir şey diyor mu? PYD Kürtler´e zulmetti. Kobani´de, Haseke´de ilk biz Kürt göçmenleri kabul ettik PYD´nin zulmünden kaçan. İşte batıya da sesleniyorum, bırakın bu çifte standardı. Biz Araplar´a Esad zulmettiğinde de hakikati haykırdık. Türkmenler´i IŞİD katlederken de haykırdık. Ama siz bir grup zorda kaldığınızda sesinizi yükseltiyorsunuz. Gelin siz de elinizi taşın altına koyun. 4.5 milyon dolar harcadık, vırvır konuşan batılılar siz ne yaptınız? 10 tane mülteci kabul ettiniz mi? Kobani´de yapılan tüm insani yardım bizden gidiyor, 200 bin insanı biz kabul ettik. Diğer yapılanları anlatmıyorum. Her şeyi biz yapacağız, birileri de bunu bahane edip yakıp yıkacak? Suriye´den gelen çocukların tedavi gördüğü dispanseri yakacaksınız. Nasıl insansınız? Bu anlayışla da bizim mücadele etmemiz gerekiyor. Bu yaşananlar kimseyi korkutmasın, umudunu korkutmasın. Türkiye teröre teslim olacak bir ülke değildir. Şuanda tüm mazlumların umudu Türkiye. Bölgede büyük savaş var, kaos var, tüm istikrarsızlık içinde istikrar abidesi olan Türkiye var. 1.5 milyon insan niçin başka yere değil de Türkiye´ye kaçtı" ifadelerini kullandı.

"PKK KANARYA SEVENLER DERNEĞİ Mİ?"
Birlik ve bütünlüğün çok büyük önem taşıdığının altını çizen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İslam Dünyası´nda birçok fitne kazanı kaynadığını ve Türkiye´nin bu tuzakları bozmak istediğini söyledi. Kendileri Türkiye´nin bütünlüğü için mücadele ederken diğer yandan birilerinin şehri yakıp yıktığını anlatan Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir takım laflar ortaya koyuyorlar. `Cumhurbaşkanı, PKK, IŞİD birdir´ diyor. PKK kanarya sevenler derneği mi? Elinde silah olmayan sivil Mehmetçiği bile katleden, bunun adı terör değil mi? Biz çözüm süreciyle ne yapmaya çalışıyoruz peki? Böyle bir sorun var ve sorun çözülsün diye uğraşıyoruz ve bunun için uğraşmaya da devam edeceğiz. Muhalefet bunu anlamıyor, onların anlayışına sığmıyor. Türkiye´nin yardım etmesi, kucak açması sığmıyor. `Siz niye Somali´ye yardım götürdünüz, niye Sudan´a gittiniz´ de derler. Biz çok zengin değiliz, petrol kuyularımız yok. 2023´te dünyanın en büyük 10. Ekonomisi olmayı hedefliyoruz ama şuan ilk 3´e girdiğimiz bir konu var o da insani yardım. Biz yardımları yaparken dini nedir, etnik kimliği nedir diye sormadık, beklentiyle yardım yapmadık ama başkaları öyle yaptı. Afrika´da hastane açtılar misyonerlik faaliyeti yaptılar Hıristiyanlık yüzde 3´ten 50´ye geldi. Biz Allah rızası için yaptık, onların yer altı zenginliklerini hedefleyerek değil."
Hükümetin Adana´daki yatırımlarını anlatan Yalçın Akdoğan, partililerinin bu çalışmalara halka iyi anlatarak onları ikna etmelerini istedi.
(NPR-ÖK-Y)

26.10.2014 13:32:42 TSI

Google+ WhatsApp