Deprem

Deprem


Bir tesadüf mü, tevafuk mu bilemedim. Lakin 1999 Gölcük depreminden sonra kaleme almış olduğum "Deprem" şiirini yazdığım tarih beni düşüncelere sevk etti.  Geçtiğimiz ay 6 Şubat tarihinde ülkemizi yasa boğan deprem hepimizi derinden üzdü hem yüreğimizde hemde şehirlerimizde büyük tahribatlar yarattı. İşte o tahribatın şiir halini ne ilginçtir ki 6 Şubat 2000 tarihinde yazmışım. 

İşte o Deprem şiiri... 

 

Bu afet bir ihtar bence kullara

Canları kefensiz toprağa verdik

Saniyeler bedel oldu yıllara

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Feryatlar çığlıklar fayda etmedi 

Herkes gafletteydi kimse görmedi

Bunca yıkım bir dakika sürmedi

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Nice ocaklar yıkıldı, sabrımız taştı

Sağ kalan evini bıraktı kaçtı

Sanki mahşer günü bu ne telaştı

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Fırsatçı hainler kurdular plan

Enkazın üstünde başladı talan

Hiç boşa güvenme bu dünya yalan

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Onca yıllık hatıralar bir anda heder

Bu alın yazımız değişmez kader

Çözüm getirmiyor üzüntü keder

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Gidenler yanına bir şey almadı

İyi gün dostunun biri kalmadı

Cesetlere sahip çıkan olmadı

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Biri ana diyor, biri bacı

Yüzünden okunur çektiği acı

Gaflet yarasının yoktur ilacı

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Boş kalan caminin kubbesi çöktü

Minare çaresiz boynunu büktü

Körpecik fidanlar yaprağı döktü

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Gezginim yazdım gözüm dolarak

Gıyabında cenazesini kılarak

Fatihayı ruhlarına salarak

Canları kefensiz toprağa verdik

 

Sabahattin Ali üstadın dediği gibi şimdilerde “Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum.

Beynim yorgun, bedenim yorgun,

bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık.

Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun.

Çok yorgunum.”

Google+ WhatsApp