ILO 190 SAYILI SÖZLEŞME İLE UYUMLU BİR ÇALIŞMA YAŞAMI İÇİN BİR ARAYA GELDİ

ILO 190 SAYILI SÖZLEŞME İLE UYUMLU BİR ÇALIŞMA YAŞAMI İÇİN BİR ARAYA GELDİ

ILO Türkiye Ofisi, kadına yönelik şiddet dahil çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi amacıyla 30 Kasım 2022 tarihinde Ankara’da, 190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin uygulanmasına ilişkin çalışmalar yapan sosyal tarafların, özel sektörün ve sivil toplumun biraraya geldiği geniş katılımlı bir toplantı düzenledi.

“Çalışma Yaşamında Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi – II. Deneyim Paylaşım Forumu” başlıklı etkinlikte, Sözleşme’nin kabul edildiği 2019’dan bu tarafa ILO Türkiye Ofisi ve konuyla ilgili sosyal taraflar, sivil toplum ve özel sektör temsilcileri tarafından Sözleşmenin kabul edilmesi ve uygulanmasına yönelik yapılan çalışmalar ele alındı. Etkinlikte söz alan konuşmacılar ILO 190 Sayılı Sözleşme’nin kadına yönelik ve çalışma hayatında şiddetin önlenmesindeki önemine ve yol gösterici özelliğine dikkat çekerek Sözleşme’nin onaylanmasının ve uygulanmasının önemini vurguladılar.  

Toplantıda konuşan ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan şiddet ve tacizin her ülkede, her sektörde, kayıtlı ya da kayıtsız tüm işlerde çalışan kadınlar için büyük bir sorun olduğunu belirterek, güvencesiz çalışma koşullarının ve kayıt-dışı çalışmanın kadınları şiddet ve taciz riski ile daha fazla yüz yüze getirdiğini ifade etti. 

“Kadınların Üçte Biri Hayatlarının Bir Aşamasında Fiziksel, Psikolojik veya Cinsiyet Şiddetini Deneyimliyor”

“İş yerinde şiddet ve taciz, kadınların çalışma yaşamlarına erişimlerinin, çalışma yaşamında kalmalarının ve daha yüksek mevkilere yükselmelerinin önündeki en büyük engellerden birisi. Bu anlamda C190’ın çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığa tolerans gösterilmeyeceği yönündeki güçlü vurgusu çok önemli,” diyen Özcan “Kadınların üçte biri, hayatlarının bir aşamasında fiziksel, psikolojik ya da cinsiyet şiddetin bir biçimini deneyimliyor. Ancak, şiddete maruz kalan kadınların sadece %40’ı bildirimde bulunabilmekte ya da destek alabilmektedir. Böylesine evrensel ve yerleşmiş bir sorunun çözümü için çalışma yaşamının aktörleri arasındaki işbirliği çok önemli,” şeklinde konuştu. 

Özcan “Sözleşmenin onaylandığı 2019 yılından beri Türkiye’de çalışma yaşamını biçimlendiren paydaşlarımızın çalışma yaşamında şiddet ve tacize tolerans gösterilmemesi yönündeki çalışmalarınızı izliyoruz ya da bu çalışmaları birlikte yürütüyoruz,” dedi. 

“Sözleşme Onaylanmamışken Sosyal Taraflar, Özel Sektör ve Sivil Toplum Tarafından Yapılan Çalışmalar çok Değerli”

“Her geçen gün, henüz onaylanmamış bir Sözleşme doğrultusunda kabul edilen toplu iş sözleşmeleri maddeleri, iş yeri ya da sendika politika belgeleri, düzenlenen eğitimler, farkındalık çalışmaları ve hazırlanan yayınlar ile karşılaşıyoruz. Sosyal taraflar, özel sektör ve sivil toplum tarafından gerçekleştirilen bu çalışmaların her biri çalışma yaşamında şiddetin ve tacizin önlenmesi için çok değerli, çok önemli.

Numan Özcan: “190 Sayılı Sözleşme ile çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi için artık elimizde güçlü bir araç var. Sözleşme, kayıtlı ve kayıtdışı her türlü çalışma ilişkisinde, tüm sekörlerde, tüm çalışanlar için ve fiziksel mekanların ötesinde çalışma yaşamına ilişkin her yerde uygulanabilecek kapsamlı bir araç sunuyor. Şimdi bu araç ile harekete geçme vakti.” 

“Çalışma Standartlarının İyileşmesi Zaman Alan çok Paydaşlı bir Süreç”

Toplantıda konuşan İsveç Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström ise ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi’nin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesine yönelik kabul edilen en son uluslararası standartlardan birisi olduğunu; işçi örgütlerinin, sendikaların ve işçi sendikaları konfederasyonlarının sözkonusu kapsayıcı ve tarihi Sözleşmenin uygulanması yönünde önemli adımlar attıklarını ifade etti. 

“Bu bağlamda, henüz Sözleşme onaylanmamışken, şiddete sıfır tolerans politika belgeleri kabul ediliyor, ILO 190 sayılı Sözleşme ile uyumlu maddeler toplu iş sözleşmelerinde yer alıyor, ki bu durumun Türkiye’de çalışma hayatı için son derece önemli olduğunu belirtmeliyim. İşçi örgütlerine ek olarak özel sektör de ILO 190 sayılı Sözleşme çerçevesinde işyerinde kadına şiddetin önlenmesi için çabalarını güçlendiriyor.”    

Staffan Herrström “Çalışma standartlarının iyileşmesi zaman alan çok paydaşlı bir süreç. Ancak bu süreç aynı zamanda işgücü piyasasına daha fazla kadının katılımıyla neticelenen ve tüm toplum için, kadınların ve erkeklerin yani , tüm çalışanların güvenliğini, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve ekonomik fayda sağlamaya yönelik önemli bir ilerleme. ” 

“ILO 190, Ev içi ve İş yerindeki Şiddet Olaylarını Önleyici ve Koruyucu Mekanizmalar Öneriyor”

Toplantıda konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise  herkesin toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz de dahil şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma yaşamı hakkına sahip olduğunu belirterek, Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin insana yakışır iş anlamında kabul edilemez olduğunu ifade eden ILO 190 sayılı Sözleşmeyi anlatmak yaygınlaştırmak ve uygulanmasını sağlayacak  bir işbirliğinin yansıması adına bugün buradayız,” dedi.  

“Bu sözleşmenin en önemli yanı ev içi ve iş yerinde yaşanan şiddet olaylarını önleyici ve koruyucu mekanizmalara erişimi ve güvenlik mekanizmalarının oluşturulmasını sağlayan unsurları içinde barındırması. Sözleşme ayrıca, kapsayıcı ve bütüncül politikalarla kadın istihdamının sürdürülebilir olmasını ve iş verimliliğinin artmasını sağlıyor”. 

Canan Güllü “İşte bu yüzden yerel yönetimlerle, iş kollarındaki sendikalar ve yine şiddeti önlemek adına protokoller yaptığımız özel sektörle birlikte şiddetsiz bir çalışma hayatı için işbirliği ile çalışıyoruz” 

“Dünyada Kadınların Üçte Biri Şiddet Görüyor”

Günümüzde pek çok kadın şiddet sebebiyle çalışma yaşamına erişememekte veya erişse bile iş yerinde gördüğü psikolojik, ekonomik, fiziksel ve de cinsel şiddet ve taciz nedeniyle çalışma yaşamından uzaklaşabilmekte veya kariyer hedeflerine ulaşamamaktadır. Kadınların ve erkeklerin çalışma yaşamına eşit oranlarda katılamamasına neden olan bu durumun temelinde ise toplumdaki ve çalışma yaşamındaki cinsiyetler arası eşitsizlikler; toplumsal cinsiyet kalıp yargıları ve rolleri; kadınların güvencesiz ve kayıt dışı çalışma biçimlerine daha fazla dahil olmaları gibi unsurların yanısıra iş yerinde şiddet ve taciz de yer alıyor.    

Kadınlar hem çalışma yaşamında hem de özel alanlarında erkeklerden daha fazla şiddet ve tacize maruz kalmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan tahminlere göre, dünyada kadınların üçte biri (%30) fiziksel ve/veya cinsel şiddetin bir biçimine maruz kalmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2019 verilerine göre ise, halkla doğrudan temas hâlinde çalışan kadınların %42’sinin üçüncü şahıs şiddeti yaşadığı tahmin ediliyor.   

ILO Türkiye Ofisi Savunuculuk ve Politika Girişimi Başlattı

Bu arka plan çerçevesinde, ILO Türkiye Ofisi tarafından,  Sözleşme’nin onaylanması, uygulanması ve kamuoyu ile sosyal tarafların gündemine daha fazla girmesi ve Türkiye’de çalışma yaşamında kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik bilgi paylaşımının sağlanarak farkındalık artırılması amacıyla 2022 Mart ayında bir Savunuculuk ve Politika Girişimi başlatıldı.

ILO Türkiye Ofisi tarafından İsveç finansmanıyla yürütülen “Kadınlar için Daha Çok ve Daha İyi İşler” programı altında başlatılan ve işçi sendikaları, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin katkıları ile yürütülen girişim kapsamında; aralarında akademisyenlerin ve farklı uzmanlıklardan sivil toplum temsilcilerinin yer aldığı bir C190 çalışma grubu oluşturuldu; toplantı/deneyim paylaşım forumları ile eğitimler gerçekleştirildi ve bir dizi farkındalık/savunuculuk çalışması yürütülüyor.   

Sosyal Taraflar Sözleşmeyi Sahiplenerek Çalışmaları İleriye Taşıdı

İlki 31 Mart 2022 tarihinde gerçekleştirilen Deneyim Paylaşım Forumu’nun ikincisi 30 Kasım 2022’de yapılmış olup, Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm kampanyası çerçevesinde düzenlenen ikinci etkinlikte sosyal taraflar, özel sektör, sivil toplum temsilcileri C190 doğrultusundaki çalışmalarını ve deneyimlerini paylaştı.  

Sözleşme’nin kabul edildiği 2019’dan bu tarafa geçen üç yıllık süreçte başta sendikalar olmak üzere bir çok taraf, Türkiye’de henüz Sözleşme onaylanmamışken, sözleşmenin imzalanmasına yönelik kapsamlı kampanyalar yürütmüş ve sözleşme maddelerinin gündemlerine taşınması için kapsamlı çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar neticesinde; Sözleşme maddelerinin yansıtıldığı toplu iş sözleşmeleri kabul edilmiş, iş yeri ve sendika politika belgeleri hazırlanmış ve çalışma yaşamında cinsiyet temelli şiddetin önlenmesine yönelik farkındalık artırıcı girişimler gerçekleşmiştir.       

ILO 190 Sayılı Sözleşme Hakkında

Şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma yaşamını amaçlayan 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi (C190) ve 206 sayılı Tavsiye Kararı (R206)Uluslararası Çalışma Konferans’ında, 2019 yılında kabul edildi. Böylece, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin “insan hakları ihlali ve fırsat eşitliğine yönelik bir tehdit olduğu” ilk kez uluslararası bir sözleşmenin bağlayıcı gücü ile ifade edildi.

Kadınların iş yerinde şiddet ve taciz durumları ile karşılaşma olasılığının daha fazla olduğunu belirten sözleşme, bazı sektörlerdeki şiddet ve taciz durumlarına özel vurgu yapıyor. Sözleşme ev içi şiddeti de çalışma yaşamındaki etkileri bağlamında ele alıyor. Sözleşme, şiddetin kadınların işgücü piyasasına erişimini, işgücü piyasasında kalmasını ve ilerlemesini engelleyebileceğine dair özel vurgu yapıyor. 

2021 yılında yürürlüğe giren 190 Sayılı Sözleşme bugüne kadar 22 Üye Ülkede onaylandı.

Google+ WhatsApp