Namaz kılmak ve ihlas ile hareket etmek!

Namaz kılmak ve ihlas ile hareket etmek!


İnsan olarak yaratılışımız akıl,  kalp,   ruh,  duygular, manevi ve maddi cihazlarla  donatılmış olmamız  bizim  sadece yiyip içen ve neslini  devam ettiren ve bir veya birkaç görevi olan  hayvanlardan üstün olarak yaratılddığımızı , yani  ahsen-i  takvimde(en güzel  surette) donatıldığımızı gösteriyor.

Hayvanlara baktığımızda hem bizlerin hizmetine  sunulup ,  bize yardımcı olarak  yaratıldıklarını  görüyoruz.  Etinden,  sütünden,yumurtasından, balından ,ipeğinden  yararlanıyoruz. Hayvanat yiyor, içiyor ve neslini devam ettirip hayatını noktalayıp  ölüyor.   İnsanoğlu da  bu dünyaya sadece yiyip içmek ve neslini  çoğaltmak için gelmiş olduğu  düşünüldüğünde   verilen bu akıl, kalp(manevi  kalp, imanın merkezi) ve duyguların ne anlamı oluyor? Halbuki  yaratıcımız  Hakîm yani herşeyi hikmetle yaratan,  israf etmeyen ,  herşeyi  büyük gayeler, yüksek maksatlar  verecek  şekilde  dizayn eden Rabbimizdir. Halık-ı  Külli şey(herşeyi yaratan Rabbimiz),Kadir-i  külli Şey(herşeye gücü yeten)  ve Samed olan(yani herşeyin ona muhtaç olduğu ancak  kendisinin hiçbir şeye ihiyacı olmayan)Rabbimizdir.Küçük bir ihsan  yani otobüste bir kardeşimizin bize yer vermesi bir teşekkürü gerektirirse  bu kadar büyük kainatı içindeki mahlukatı bizim hizmetimize sunan ezel ebed Sultanı Rabbimize teşekkürümüz ve hamdimiz manasında imanımız ve ibadetimiz (özellikle namazımız)olmazsa  ne anlamı kalır! Üstelik mahlukatın halifesi olan  insanın..Kainatta en yetkili akıl, fikir, kalp, ruh ile beş duyu,duygular, hisler, ideallaer, hayaller,  maksatlarla  plan ve projelerle  donatılmış  bir mükemmel insan; bütün  bu nimetleri  şu geçici  fani dünya ve içindekileri  elde etmek için kullanırsa ne kadar büyük bir kayıptadır,  Düşününüz! İnsan Halıkını tanımazsa ona teşekkür  ve tevekkül etmese ne kadar zarardadır.

İhlas, yapılan işin Allah için yapılıp başka maddi ve manevi sebeplerden dolayı  yapılmamasıdır. Yani Rabbimizin razı olacağı işleri ve davranışları yapmak .  Peygamberimiz(ASM) bu durumda hayatta olsaydı ne yapardı? Ne yapmıştı ? Diye düşünüp sırf lillah için  , Allahımızın rızasını esas almak…

Müslüman Allah’ı tanısa, onun izni ve razı olacağı şekilde ve onun adıyla işlere başlasa, yani besmele ile başlasa.. Yaratılmış mahlukata ve herşeye onun eseri, onun sanatı  niyeti ile baksa.. Canlı cansız mahlukata özellikle bir çiçeğe ,bir güle “ Ne kadar güzel yapılmış, ne kadar güzel yaratıcımızın (Hay (hayat veren), Kayyum(ayakta tutan), Musavvir(Şekil veren ,Müzeyyin(ziynetlendiren,süslendiren) ,Cemil(güzelleştiren)  isimlerini tecelli ettiriyor.” nazarıyla baksa  ne güzel olur.  Günlük yoğun çalışması arasında öğle ve ikindi namazını eda edip; “ Rabbim sana teşekkür ve hamd ediyorum.”manasını tezahür ettirmek..  Eve geldiğinde akşam ve yatsı namazını kılmak ,çoluk çocuğu ve ailesiyle güzel bir gece geçirmek ve sabah namazına uyanmak niyetiyle Rabbimize tevekkül ile uykuya dalmak ne kadar güzel bir davranıştır.  Darda ve zorda kaldığımızda sığınacağımız yer elbette Rabbimizin dergahıdır.  Ancak bollukta neşede de onu tanıyıp  tanıdığımızı hamd ve tesbih ile  bilip teşekkür etmek te biz insanların, özellikle müslümanlar olarak  görevimiz değil midir!  Şu önemli  görevler  ve fırsatlar,fani kısacık  dünyada İnşaallah Rabbimizin lütfu ile ebedi hayat yolcuları ve ebedi  Cennetlere namzet olan biz insanlar için kaçırılmayacak fırsatlardır. Hoşça kalın. İhlasta kalın…

Google+ WhatsApp