VİRÜSLE YAŞAMAK

VİRÜSLE YAŞAMAK


KOVİD-19 virüsü artık hayatımızın bir parçası haline gelmeye başladı.

Koronavirüs ilk ortaya çıktığında, ilk vakalar ve ölüm haberleri geldiğinde tüm dünyada bir panik havası oluştu.

Kulaktan kulağa yayılan fısıltılar, dedikodular, kendilerince alınan önlemler, yok şu bunu dedi yok bu bunu dedi, yok şöyle olacak yok böle olacak derken virüs adeta hayatımızın bir parçası oldu.

Virüsle mücadele edin virüs sizi değil siz virüsü esir alın, siz virüsü yenin!

Ne güzel bir cümle demi!

Evde kalmaya mahkum olan kim? virüs mü insan mı?

İşine gidemeyen kim?

Okuluna gidemeyen kim?

İşyerini kapatan kim?

Virüsten hastalanan, tedavi gören kim?

Virüsten ölen kim?

Virüs yasaklarına uymayıp ceza yiyen kim?

Asıl önemlisi geçim virüsü ile baş başa kalan kim?

Bu soruların cevabı net belli ise şuana kadar kim istediğini aldı virüs. Demek ki biz hala virüsün esiriyiz, virüs bizi yenmiş durumda.

İnsanoğlu ne zaman aşıyı, ilacı bulur o zaman bu savaşı kazanır!

Virüs şuanda hayatımızın her alanında, artık panik yapmak, telaşa kapılmak yok. Bir süre daha virüsle yaşayacağız ama uzun süre yaşayacaklar ise geçim virüsünü hissedenler olacaktır.

 

İYİ BAYRAMLAR

Bugün mübarek Ramazan ayının son günü ve yarın da hayırlısıyla bayramın ilk günü.

Virüsün gölgesinde, evde kalarak sevdiklerimizden, eş-dost akrabadan uzak, kapıların çalınmadığı, zillerin çalınmadığı, evde tek başımıza bir bayram.

Bazen hikayelerde bazen filmlerde gördükleriniz gerçekleşebiliyor demek ki!

Hayatta ne zaman ne olacağı belli olmaz. O yüzden her işte bir hayır var deyip, moralimizi yüksek tutalım, bu savaşın en önemli yönü psikolojiktir. 

Bu bayramda herkes sevdiklerinin bayramını yürekte hissetsin, yürekte kutlasın!

Lütfen sağlığınızın, özgürlüğünüzün kıymetini bilin. 

Hayırlı bayramlar!..

Google+ WhatsApp