Cumhurbaşkanı Erdoğan, 46. Muhtarlar Toplantısı’nda

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 46. Muhtarlar Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Afrin’i de Mümbiç’i de teröristlerden temizleyeceğiz. Fırat’ın doğusunu da Kuzey Irak sınırımıza kadar aynı şekilde teröristlerden temizleyeceğiz. Artık kimsenin Türkiye’yi terör örgütleri vasıtasıyla tehdit ve tedip etmesine izin vermeyeceğiz. Şayet bir ülkenin yönetimi kendi topraklarını ülkemizi tehdit eden teröristlerden arındıramıyorsa, kimse bize ‘Burada ne arıyorsunuz?’ sorusunu yöneltemez” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 46. Muhtarlar Toplantısı’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasete başladıkları günden beri her işlerini milletle istişare ederek yürüttüklerini, bugün de tüm kritik hususlarda önce milletin ne istediğine, ne beklediğine, ne talep ettiğine bakarak hareket ettiklerini söyledi.

Mahallelerinin sözcüsü, temsilcisi, ortak aklı ve vicdanı olarak gördükleri muhtarlarla her fırsatta birlikte olmaya bunun için önem verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, onlardan aldıkları ilhamla, moralle ülkenin meselelerinin çözümü için gece gündüz çalıştıklarını ifade etti.

2002’den beri bu anlayışla çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yılda ülkeyi dört kat büyüterek bu çabalarının meyvesini aldıklarını, Türkiye’yi millî gelirinin büyüklüğü bakımından dünyada 17’nci, satın alma paritesine göre ise 13’üncü sıraya getirdiklerini bildirdi.

“ŞEYTANI DA TAŞLADIK, TAVAFIMIZI DA YAPTIK”

Şu anda Zeytin Dalı Harekâtı’nı, daha önce de Fırat Kalkanı Harekâtı’nı kimseden yardım almaksızın yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün imkân ve güçlerinin millete ait olduğunu, milletten aldıkları ilhamla, kaynakla bu yola çıktıklarını ve devam ettiklerini söyledi. Allah’ın yardımı ve milletin desteği olmasaydı engellerin üstesinden gelemeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani ‘şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamıyor’ derler ya, bizi işte bu duruma düşürmek istediler. Hamdolsun biz şeytanı da taşladık, tavafımızı da yaptık. Bir başka ifadeyle; hem karşımıza çıkartılan engelleri, kurulan tuzakları birer birer aştık, hem de milletimize söz verdiğimiz hizmetleri birer birer hayata geçirdik” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın kabulünün yıl dönümünü hatırlatarak, Mehmet Akif Ersoy’un yaşanılan hadiseleri mısralara döküşündeki sıranın ve ahengin hangi aşamalardan geçerek bugüne gelindiğinin açık ifadesi olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın dille birlikte kalple de okunduğunda anlaşılabileceğini söyleyerek, marşın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış olmasının üzüntü verici olduğunu kaydetti. “Tabii burada da bestekârlara görev düşüyor. Güfte var, ama maalesef istenilen beste yok. Temenni ederiz ki o da çıkar, inşallah bir gün o da olur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 34 yıllık terörle mücadele dönemini hakkıyla ifade edecek bir şiir ve marşın olmamasının da hayıflanılacak bir mesele olduğunu belirterek, Afrin ve Fırat Kalkanı Harekâtı, 15 Temmuz destanıyla ilgili marşların da yazılması gerektiğine işaret etti.

“SİVİLLERİ GÖZETMESEK AFRİN OPERASYONU ÇOKTAN BİTMİŞTİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, Zeytin Dalı Harekâtı’nda 3 bin 444 teröristin etkisiz hâle getirildiği bilgisini paylaşarak, akşama kadar Afrin kuşatmasının tamamlanabileceğini de ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin operasyonunda askerlerin siviller konusundaki hassasiyetine dikkat çekerek, “Cezayir’de 5 milyon insanı katledenler kalkıp da Türkiye’ye hesap sormasın, önce onlar bunun hesabını versin. Ruanda’da, Libya’da on binler, yüz binleri öldürdüler, önce onlar bunun hesabını versinler. Irak’ta on binleri, yüz binleri öldürenler önce bunun hesabını versinler. Bunların hesabını vermeyenler kalkıp da Türkiye’ye hesap sormaya yeltenmesinler. Türkiye eğer sivilleri öldürmeyi hedef alsaydı şu anda Afrin çoktan bitmişti. Her türlü hassasiyet gözetiliyor, dikkat ediliyor ve bakın şu anda önce siviller arabalara bindirilerek özel bir koridordan Afrin’den çıkartılıyor” dedi.

Fırat Kalkanı Harekâtı’nda dünyanın en tehlikeli, en vahşi örgütü olan DEAŞ’ın Türkiye’nin karşısına dikildiğini, DEAŞ’la savaştıklarını söyleyenlerin bir taraftan DEAŞ’ı destek verdiklerini ifade etti.

Türkiye’ye parasıyla verilmeyen silahların terör örgütlerine verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bunlara rağmen, dünyanın en iyi askerî eğitimlerinden geçirilen, Batı medyası tarafından allanıp pullanan teröristlerin, ordumuzun girdiği her yerde kuyruklarını kıstırıp kaçtıklarını söyledi.

“AFRİN’DEKİ TERÖRİSTLER DAHA BİZ GELMEDEN KAÇMAYA BAŞLADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölücü örgütün saflarında sadece PKK’lılar, PYD’liler değil aynı zamanda DEAŞ’lılar, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş cani ruhlu Haçlı artığı tipler var. Hiçbiri de bizim Mehmetçiklerimizin karşısında varlık gösteremedi. Güya Afrin şehir merkezinde direniş yapacak olan teröristler de daha biz gelmeden arkalarına bakmadan kaçmaya başladılar. Tabii bu durumda bile alçaklığı elden bırakmıyorlar. Hem kaçıyor, hem de kendilerine göre bazı sinsi planlar da yapıyorlar. Kendileri kaçarken şehirden çıkmak isteyen sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak amacıyla engelliyorlar. Teröristlerin bölgeye girmek ve çıkmak için kullandıkları doğu tarafı bugün-yarın kapanacak inşallah.”

Zeytin Dalı Harekâtı’na başlanılan günden beri sürekli gündeme getirilen Afrin şehir merkezinin rejim güçlerine devredilmesi projesinin, kuşatmanın tamamlandığı şu günlerde dahi köpürtülmeye devam edildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz, daha önce de çeşitli defalar bu oyun oynanmaya çalışıldı. Bu amaçla Afrin’e gidecek konvoylar yola bile çıkarıldı; peki ne oldu? Bu konvoyları içlerindeki sivillere zarar vermeden yollarda imha ettik ve oyunu bozduk. Bakın şimdi de buradan söylüyorum: Şimdi de yapacağımız aynısıdır, bu böyle bilinmeli. Afrin’i de teröristlerden temizleyeceğiz, Münbiç’i de temizleyeceğiz, Fırat’ın doğusunu da Kuzey Irak sınırımıza kadar aynı şekilde teröristlerden temizleyeceğiz. Hedefler topraklar değil, hedef tamamen teröristlerden bölgeyi arındırmaktır” dedi.

“KİMSE BİZE ‘BURADA NE ARIYORSUNUZ?’ SORUSUNU YÖNELTEMEZ”

Artık kimsenin Türkiye’yi terör örgütleri vasıtasıyla tehdit ve tedip etmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Şayet bir ülkenin yönetimi kendi topraklarını ülkemizi tehdit eden teröristlerden arındıramıyorsa, kimse bize ‘Burada ne arıyorsunuz?’ sorusunu yöneltemez. Hele hele binlerce kilometre öteden gelenlerin böyle bir hakkı hiç yoktur.”

Bugüne kadar girilen her mücadeleyi bu inançla yürüterek başarıya ulaştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrin’de de yaptığımız budur. Onun için hep biz kimin ne dediğine değil Allah’ın ne emrettiğine, milletimizin ne istediğine bakarız. Böyle diyoruz, böyle yaklaşıyoruz. Bizim önceliğimiz elbette kendi topraklarımızdır, kendi güvenliğimizdir. Onunla birlikte kendi bölgemizdir, bu bölgedeki kardeşlerimizin huzurudur. Ama bunun yanında dünya çapında bir büyük değişimin sancılarının yaşandığının da gayet iyi farkındayız. Bir yönüyle ticari, bir yönüyle diplomatik, bir yönüyle askerî bu büyük değişim karşısında her alanda kendimizi daha ileriye taşıyacak adımları atmakta kararlıyız” şeklinde konuştu.

“TÜRK MİLLETİ TARİHİNİN HİÇBİR DÖNEMİNDE KİMSEDEN HİMMET BEKLEMEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan terör örgütlerine her türlü desteği sağlayanlara, hatta ülkelerinde bunlara büro açtıranlara kendisinin söyleyecek hiçbir sözü olmadığını belirterek, “Gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz” ifadesini kullandı. Türkiye’nin hem kendisini hem de bölgedeki kardeşlerini PYD ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin zulmünden kurtaracak güce ve imkâna sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin tarihinin hiçbir döneminde kimseden himmet beklemediğini, her ne yaptıysa kendi yüreğinin, birikiminin gücüyle yaptığını ve bugün de aynı yöntemi izlediğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda, Türkiye büyürken, gelişirken, birtakım eksikliklerin de hızla telafi edilmesi gerektiğine işaret ederek, bugünün Türkiye’sinde okuma-yazma bilmeyen insanlarımızın bulunmasını asla kabul edemeyeceklerini vurguladı. Her fırsatta bu eksiği giderecek kampanyalar başlatıldığını ve yürütülen çalışmalara destek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde yürütülen “Ana Kız Okuldayız” kampanyasından çok müspet neticeler aldıklarını ifade etti.

OKUMA-YAZMA KAMPANYASINA DESTEK ÇAĞRISI

Bu kampanya sayesinde 2008 yılında 4 milyon 863 bin olan okuma-yazma bilmeyen vatandaşımızın sayısının 2 milyon 784 bine gerilediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eşimle birlikte 1 Şubat 2018 tarihi itibariyle hâlâ 2 milyon 462 bin olarak tespit edilen okuma-yazma bilmeyen vatandaşlarımıza yönelik yeni bir seferberlik başlattık. Yaşı ilerlediği için artık okula gitme imkânı olmayan vatandaşlarımıza yönelik bu kampanyanın hedefi okuma-yazma bilmeyen herkese ulaşmaktır. Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı Halk Eğitim Merkezleri talep olması hâlinde bir kişi için dahi okuma-yazma kursu açmakla görevlidir. Kurs için gereken eğitim araçlarının tamamı devletimizce karşılanıyor” dedi.

 

Bu kampanyanın sadece kendi vatandaşlarımızla sınırlı tutulmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Suriyeliler başta olmak üzere ülkemizde yaşayan yabancıların da istifade edebilmesini sağladık. Video ve akıllı telefon uygulamaları gibi tekniklerle de desteklenen bu kampanya tüm halk eğitim merkezlerimizde sürüyor. Hâlen 275 bin vatandaşımızın kayıt yaptırdığı kampanyamızın daha da genişlemesini arzu ediyoruz. Muhtarlarımız olarak sizlerden ricam şudur: Mahallelerinizdeki okuma-yazma bilmeyen vatandaşlarımızı ve diğer ülkelerden gelmiş olan misafirlerimizi tespit ederek bu kurslara gitmelerini sağlamanızdır.”

Google+ WhatsApp