Kimsesizler, gönlü harabe düşünceleri darmadağın, geçmişi yaralı, geleceği meçhul olan kimsesizler. Ne bir açılan kapıları var, ne de çalan bir telefonu, bir köşede gönlü kırık yatarken bile hor görülen kimsesizler. Ayakta kalmak için attığı her adımda ayağına çelme takılan kimsesizler. İçten gelip artık yeter diyerek dünyayı yasa boğarcasına ağladığında bile, yalan gözyaşı diyerek küçümsenen, gönlü mahzun, yüzü dünyanın kiriyle yamalanmış, hayalleri ve gençliği yağmalanmış olan kimsesizler. Zordur bu dünya şartlarında ayakta dimdik durmak, bir eve bir maaş giriyorsa bile,  hayat onun omuzundan tutup, sen yaşadığını mı zannediyorsun? diye sorar elbet. Devletimizin varlığı daim olsun, Rabbim devletimizin  yokluğunu göstermesin. Devletimiz Baba’dır, başka ülkelerden gelip babamız yok, seni baba biliyoruz diyenlere bile sahip çıkandır, peki kendi öz evladına, kendi ciğerinden gelip, kendi kanından olana sahip çıkmaz mı? Elbette çıkar. Devlet yetkililerimizden özel istirhamımızdır, kimsesizlere sahip çıkın, dışarıda yağmurun altında yatıp evim barkım yok diyenlere sahip çıkın, iş verin, aş verin, geçimini kendisinin  kazanmasını sağlayın, düşmüş evlatlarınızı tutun ve kaldırın, unutmayın ki siz kaldırmazsanız kimse onların elinden tutmaz. Nereye giderse orası başka kamu binalarına yönlendirerek çare bulmalarını isterse bu evlatlarımız iki gün sonra ya babasızlıktan intihar edecek, ya da istemediği işlerde kendisini bulacaktır. Yardım kapıları tamamen kapanırsa bu evlatların nefes alması zorlaşacak ve an be an boğulup gidecektir.  Devlet yetkilisi olmak Hz. Ömer  adalet duygusuyla görev almayı gösterir. Bu duygularla görev alıp kimsesiz kardeşlerimizi yalnız bırakmamalıyız. Zorda olanın yanında olmayacaksak, kapımızı çalanın gönlünü hoş etmeyeceksek neden o koltuklarda oturalım. Onlar kapımıza gelmeden böyle yürekleri bulup devletin babalığını göstermemiz gerekmez mi? Eski Ordu Valisi  sayın Tuncay Sonel bu konularda çok hassastı, yetimin, garibin, kimsesizin babasıydı. Bu konuda görev aldığı müddetçe elinden gelenin fazlasını yaptığına bizler şahittik Rabbim de şahit olsun. Elbet böyle güzel yürekler aramızda çoktur, amacımız dışarıda bir tane kardeşimizin evsiz barksız kalmayıp, başını sokacağı bir evi, sabah gidip akşam geleceği  bir işi olmasıdır. Sabıkalı diye iş bulamayan binlerce  kardeşimiz vardır,  bu kardeşlerimize hayat şartlarını güzelleştirmek yapılan bir hatayı özgür olduğunda bile yüzüne vjurup durmak onları daha çok yaralayacaktır. Son söz Müslüm Baba'dan  olsun.

“Unutmayalım ki Yakarsa Dünyayı Garipler Yakar.”