
Her yaz yarım kalan Kur'an kurslarımız nasıl tamamlanır?
Yeni Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr.Safi Arpagûş’u tebrik ediyorum.Yeni görevinde başarılar vermesini Rabbimden niyaz ediyorum. Bu yazıyı epey zamandır yazıp gerekli önlemlerin alınmasını istiyordum.Ancak şimdi nasipmis. Çocukluğumuzdan beri aldığımız Kur’an Kursları genellikle Kur’an’a geçildikten sonra unutulmaya yüz tutar.O öğrenilenleri unutmayıp takip eden az da olsa kardeşlerimizi tebrik ediyoruz. Kursların etkili ve semeredar olması için kurslara giden çocuklarımızın kayıt altına alındığı çevrimiçi bir sistem ile takip edilmesi gerekmektedir. Böylelikle emekler zayi olmayıp hedefine ulaşır.. Bu kursların daha etkin olması için standart hale getirilmesi şarttır.Kursa katılanların ve kursun muhtevasının ve kursu verenlerin bilgisayar ortamında kaydedilip yetkililerce kolayca ulaşılabilir konuma getirilmesi verimliliği artırır. Çocuklarımız yaz tatilinde başladığı eğitimi evine döndükten sonra veya tatilinin başka şehirde devamı durumunda tamamlayabilirler. Okullarımızda ilk ,orta,lise dönemlerinde verilecek müfredat ile dini eğitimini inşallah tamamlamış olurlar. Bu kurslarda imanın altı esası ,İslamın beş temeli verilmelidir.Niçin dünyaya gönderildik? Asıl vazifemiz nedir?Nereden geldik nereye gidiyoruz? Peygamberimizin hayatı ,İslamiyet'in nasıl inkişaf ettiği temel olarak verilmelidir. Pratik olarak namazın farz ve yapılması gerektiğini özetleyen ve özendiren DİB yayınlarından”Küçük Sözler ve Gençlik Rehberi” kitapları mutlaka okutulmalıdır. Kur'an kurslarını her yıl fiilen yürüten bir kardeşimiz kursların altı haftada Kur’an-ıKerimi öğretecek şekilde planlanmasını ve teknolojik imkanlardan yararlanılması gerektiğini dile getirdi.Özellikle kış aylarında ve hafta sonlarında da kardeşlerimizin Kur’anla olan bağlarının devam etmesi gerektiğinin önemini vurguladı. Kur’an kursu veren kardeşlerimizin özlük hakları ile yıl içinde özellikle Sıla-ı Rahim ve tatil imkanlarının kursları aksatmayacak şekilde düzenlenmesiyle kursların daha şevkli yürütülebileceğini islamı dile getirdi.Bu kurslardan Kur’ana geçenler iki ve daha fazla yıl düzenli takip edenler ve günlük ve haftalık tekrar ve okuma yapan kardeşlerimizi tebrik ediyoruz.Bu kardeşlerimizin Kur'an'la irtibatları devam ettiği için onlar için bir problem yoktur. Din bir ihtiyaçtır. Hem dünya saadetimiz hem ahiret saadetiniz için..Son günlerde medyaya düşen gençlerimizin rol model almaya çalıştığı kişilerin bazılarının ahlaki çöküntü alkol ve uyuşturucu ile münasebetleri temel İslami şuuru almadıklarının apaçık göstergesidir. Müslüman milletimiz çocuklarına dinimizin temel kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i öğretmek ister. Bu istek müslümanın yaşadığı her dönemde ihtiyaçtır.Tek parti döneminde bile Jandarma’nın engel olma korkusuna rağmen bu ihtiyaç kısmen ve zorlukla karşılanmıştır. O dönemde korkusuzca yaşayan ve “Milletimin imanını selamatte görürsem Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım.”diyen Bediüzzaman Said Nursiyi ve Nur Talebelerini, Süleyman Hilmi Tunahan ve gönüldaşlarını, Gönenli Mehmet Efendi ve Necip Fazıl Kısakürek ve nice İslam fedakarlarını unutmamak gerekir. Konya’mızın güzide Alimleri, Veyiszadeler... …. Mehmet Vehbi Efendiler,Elmalılı Hamdi Yazırlarlar,Vaizlerin Sultanı Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi ve Ali Ulvi Kurucu, Üstad Bediüzzaman'ın kardeşi ve talebesi Abdülmecit Efendi,Sabri Halıcı ve Rifat Filizer. Denizliden Hafız Ali ağabey,Öğretmen Hasan Feyzi ve diğerleri..İstikamet şehidi mahkemede Kur'an Tefsiri Nur Risalelerini savunurken vefatını isteyip mahkemede vefat eden Binbaşı Asım Ağabey,Elazığlı Albay Hulusi Yahyagil ve Hoca Sabri ve hakeza.. İsparta’dan ve ülkemizin hemen her beldesinden Kur'an'a peygamberimize sahip çıkmışlardır. Rabbim her birinden ayrı ayrı razı olsun.İskilipli Atıf Hoca,Kastamonu’lu Mehmet Feyzi Pamukçu gibi sembol olmuş kişilerden Allah razı olsun.Günümüzde özgürlüklerin yaşanabildiği ülkemizde din eğitim ihtiyacının karşılanılması kaçınılmazdır.Çocuklarımızı Cep telefonu,İnternet ve Medyanın acımasız tahrip edici yüzünden mutlaka kurtarmanın yollarına bakmalıyız.Çağdaş ülkelerin uyguladığı normları uygulamak çocuğun yaşına göre maddi ve manevi medyadan daha az etkilenir duruma getirmeliyiz.Geç kalmadan önlemleri hayata geçirmek durumundayız.Bu konuda TRT Diyanet ve Diyanet Çocuk kanallarını faaliyete geçirenlere çok teşekkürler.. Özellikle günümüzde çocuklarımızın ve gençlerimizin İslamiyetten yanî Kuran'dan ve Peygamberimizden(SAV) habersiz yaşamalarını istemiyorsak çocuklarımıza ve gençlerimize güzel bir eğitim vermek zorundayız.Siyasi görüşümüz ne olursa olsun bu konuda yapılması gerekenleri ihmal etmemeliyiz.
Hoşçakalın…
