Gerçekten İyi Değiliz...

Gerçekten İyi Değiliz...


Bazen birisi “Nasılsın?” diye sorduğunda içimizden geçen tek şey şu oluyor: “Hiç iyi değilim ama anlatmak da istemiyorum.”

 

Gerçekten iyi değiliz.

Zihnimiz dolu, kalbimiz yorgun, cüzdanlarımız kabuk tutmuş. Her gün uyanıyor, umut eder gibi yapıyor, sonra market etiketiyle moralimizi gömüyoruz. Benzin pompası ruhumuzu da delip geçiyor artık.

 

Psikolojik olarak bir çöküş yaşıyoruz ama sessizce.

Kimse fark etmiyor belki…

Çünkü güçlü görünmek bir alışkanlık oldu.

 

Bir tatil istiyoruz.

Sadece birkaç gün…

Deniz görmek değil belki sadece kendimizi görmek istiyoruz aynada, gülümserken.

Çocuklar gibi… Dertsiz, hesapsız…

Ama olmuyor. Gidemiyoruz.

 

Çünkü geçim derdi, çünkü kira, çünkü okul masrafı, çünkü zaten ay sonu gelmeden ay başı da ekside başlıyor.

 

“Tatilde ne yapacaksın zaten, evde dinlen.” diyenlere gülümsüyoruz ama içten içe bağırmak geliyor:

Ben sadece dinlenmek istemiyorum. Ben kendimi yeniden hissetmek istiyorum!

Yalınayak yürümek istiyorum sahilde, sırtıma güneş değsin istiyorum, kahkaha atmak istiyorum... Yani hayatta olduğumu hissetmek istiyorum.

 

Ama şu an… hissettiğimiz tek şey:

Zorlanmak.

Hayat omzumuza çökmüş, ses çıkarmıyoruz.

 

Eskiden insanlar “mutluluk” için mücadele ederdi, şimdi “günlük kaygısız bir nefes” için.

Bir kahve içip balkonda oturabilmek bile artık lüks.

Çünkü aklımız hep meşgul.

Faturada, borçta, okul masrafında, etiketlerde…

 

Birileri hâlâ “Her şey güzel olacak” diyor, güzel. Ama ne zaman?

Biz daha ne kadar sabredeceğiz?

Google+ WhatsApp