Kadına Şiddet Artıyor: Sessiz Çığlıklar

Kadına Şiddet Artıyor: Sessiz Çığlıklar


Gözlerimiz ne zaman bu kadar kör oldu? Kulaklarımız ne zaman sağırlaştı? Kadına yönelik şiddet her gün biraz daha artarken, biz sadece izlemekle yetiniyoruz. Haber bültenlerinde 'yine' diyoruz, 'yine bir kadın'... Ama o 'yine' dediğimiz her kadının bir hayatı, bir hikayesi var.

Özge, Sevda, Elif... İsimler değişiyor ama acı aynı. Bir kadın daha, bir anne daha, bir kız çocuğu daha şiddetin kurbanı oluyor. Kimi zaman bir koca, kimi zaman bir sevgili, kimi zaman da bir baba ya da ağabey... Kadınların güvenli limanı olması gereken evleri, cehenneme dönüyor.

Peki, ne yapıyoruz? Sosyal medyada birkaç satır yazıp geçiyoruz. Sessiz kalıyoruz. Oysa sessiz kalmak, şiddeti onaylamak demektir. Her gün sustuğumuzda, her acıyı görmezden geldiğimizde, bir kadının daha sesi kısılıyor.

Geçtiğimiz günlerde CHP Grup Başkanı Özgür Özel de, kadına yönelik şiddetle mücadelede daha etkin önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Özel, "Kadınların sesi olmak zorundayız. Sessiz kalmak, suça ortak olmaktır" diyerek toplumun her kesimine çağrıda bulundu.

Bu yazıyı okuyan herkesin bir kadın tanıdığı var. Bir anne, bir kardeş, bir arkadaş... Peki, onların güvende olduğundan emin misiniz? Şiddet sadece fiziksel değildir. Psikolojik, ekonomik, dijital şiddet de vardır ve her biri en az diğeri kadar yıkıcıdır.

Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek, sadece bir gün ya da bir hafta değil; her gün yapılması gereken bir iştir. Bu sorumluluk hepimizin. Unutmayalım, her sessiz çığlık bir gün kapımızı çalabilir  

Google+ WhatsApp