UCUZLUK, GÜNÜ GELİR SAHİBİNİ BULUR!

UCUZLUK, GÜNÜ GELİR SAHİBİNİ BULUR!


HAYATIMIZ süresince bir çok tecrübeyi kazanırız.

Başımıza gelen musibetlerden dersler çıkarırız.

Kendimize çeki düzen vemek adına yaşananlardan bir “çıkarsım” yaparız.

Yaparız da peki ya yapamadıklarımız!

İşte hayatın asıl çilesidir o yapamadıklarımız.

***

90’lı yılların sonuna doğruydu.

Yeni yeni internet ile tanışıyorduk.

Bir çoğu iş yerinde internet olmadığı gibi, fax denen bir icad vardı.

Bu icadı her yerde bulmak mümkün değildi.

Bir belgeyi lazım gelen yere göndermek için çoğu zaman uzun kuyruklar oluştururduk.

Bazen de paramızla kırk takla atmak zorunda kalırdık.

Öyle ki bilgisayarın yeni yeni hayatımıza girdiği o yılların ne kadar çetin olduğunu şimdi düşününce çok daha iyi anlayabiliyoruz.

Neresinden bakarsanız bakın “milenyum yılı” denilen 2000’li yıllardan sonra bir çok şey değiti.

Yememiz, içmemizden tutun da giyim tarzımıza kadar.

Selamlaşmamızdan tutun da iş ahlakımıza kadar her şey değişti.

Peki iyi mi oldu?

İyi tarafından bakarsak hayatın her alanı kolaylaştı. Her şey cebimize girdi. Ayağımız yerden kesildi. Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda.

Kötü tarafından bakarsak; saymakla bitiremeyiz.

Örfümüzü, adedimizi, kişiliğimizi, milliliğimizi yozlaştırdık.

Bir birimizi sevemez olduk. Kolu-komşumuzu bilemez olduk.

Gözümüzün önünde dara düşeni göre göre başımızı çevirir, “nemelazım” der geçer olduk.

***

Eskiden böyle değildik.

Daha duyarlıydık, daha insancıldık, daha merhametliydik.

Hele bir sosyal medya icat oldu herkes herkese “çok rahat ulaşabilir” oldu.

Ulaşabilirliğini geçtim herkes “filozof” kesildi.

Keşke sadece filozoflukla yetinse.

Olmadı mafya oldu, olmadı “Ali kıran baş kesen” rolüne soyundu.

Bunları o kadar çoğaltabiliriz ki!...

Ama yeter, artık kendimize gelmeliyiz.

Bizden olmayan “yaşamasın” mantığını bitirmeliyiz.

Herkese yaşam hakkı tanımalıyız. Ve en önemlisi bir birimizi sevip saymalıyız. Saygı duymalıyız.

***

Silkinip, kendimize gelmeliyiz.

Yaşadığımızdan tat almak istiyorsak, karşımızdakinin tadını bozmamalıyız.

Çünkü; şerefine yaratılan kainatın üzerindeki insan oğlunun hayatı ucuzlaşırsa, hiç bir şeyin önemi kalmaz.

Siz siz olun, kişiliğinizden, karakterinizden, en önemllisi insanlığınızdan ödün vererek ucuzlaşmayın.

Gün olur o ucuzluk gelir sahibini bulur.

Google+ WhatsApp