“Ezberleyen Değil, Düşünen Nesiller Gerekli”

“Ezberleyen Değil, Düşünen Nesiller Gerekli”


 

 

Eğitim, bir ülkenin geleceğine atılan en büyük imzadır. Ama biz yıllardır bu imzayı yarım atıyoruz. Çünkü sistem; merak eden bireyler değil, itaat eden kalıplar yaratmaya odaklı. Çocuklara öğrettiğimiz şey ne yazık ki bilgi değil, doğru şıkkı bulma refleksi…

 

Okullar, bilgiye açılan kapılar olmak yerine sınav maratonlarının başlangıç çizgisine dönüştü. Müfredatlar değişiyor, sınav sistemleri revize ediliyor, ama özü değişmeyen tek şey: Ezbercilik.

 

Bugün bir genç düşünün; kitap dolu bir çantası var ama hayatla bağ kuramıyor. Formülleri biliyor ama fikrini ifade etmekte zorlanıyor. Çünkü sistem, bilgiyi içselleştirmeyi değil, geçici olarak zihinde tutmayı ödüllendiriyor.

 

Eğitimde başarı hâlâ tek bir sınavla ölçülüyor. Tek bir gün, tek bir saat, tek bir puan… Oysa her insan farklı öğrenir, farklı gelişir, farklı hayal kurar. Ama biz herkese aynı kalıpları giydiriyoruz. Uymayana da “başarısız” diyoruz.

 

Bugün eğitim sistemi; öğretmeni yoran, öğrenciyi sıkan, veliyi endişeye boğan bir çark haline gelmiş durumda. Öğretmenler mesleki motivasyonunu yitiriyor, öğrenciler kendini yetersiz hissediyor, sistem ise hâlâ günü kurtarmaya çalışıyor.

 

Bir ülkede eğitim, ideolojik kaygılarla değil; bilim, yaratıcılık ve eleştirel düşünce temelinde şekillenmeli. Çünkü sadece test çözen değil, çözüm üreten bir nesle ihtiyacımız var.

 

Eğitim, sınavı geçmek için değil; hayatı anlamak içindir.

Ve eğitim, gerçekten eşit olursa, ancak o zaman adil olur

Google+ WhatsApp