Yaz aylarının gelmesiyle birlikte ciğerimiz yanıyor; sadece hava sıcaklığından değil, yanan ormanlarımızdan dolayı içimiz kavruluyor. Her biralev, yüreğimize düşen bir kor parçası gibi. Bu yangınlarda sadece ağaçlar değil, nice canlılar yok oluyor, umutlarımız kül oluyor. Peki, bu yangınlar sadece "doğal" nedenlerle mi çıkıyor, yoksa arkasında başka gerçekler mi var?

İhmalin Gölgesindeki Yangınlar

Orman yangınlarının büyük bir kısmı ne yazık ki insan ihmalinden kaynaklanıyor. Piknik sonrası söndürülmeyen bir mangal ateşi, yola atılan bir sigara izmariti, tarlalardaki anız yakma alışkanlığı... Küçük görünen bu dikkatsizlikler, devasa felaketlere yol açabiliyor. Bir anlık vurdumduymazlık, binlerce hektarlık ormanlık alanın yok olmasına, sayısız canlının yuvasız kalmasına ve havamızın zehirlenmesine neden oluyor. Bu durum, bize doğaya karşı sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Bilinçsizliğin bedeli çok ağır olabiliyor.

Hain Ellerin İzi

Ancak bazen ihmalin ötesinde, çok daha karanlık bir gerçekle yüzleşiyoruz: kasıtlı sabotajlar. Ormanlarımızı yakarak ülkemize zarar vermeyi amaçlayan hain ellerin varlığı, içimizi daha da burkuyor. Vatanımızın akciğerlerini hedef alan bu alçakça saldırılar, sadece ağaçları değil, milli birliğimizi ve beraberliğimizi de yakmaya çalışıyor. Bu tür eylemleri gerçekleştirenler, en ağır şekilde cezalandırılmayı hak eden, vicdan yoksunu düşmanlardır. Onların amacı, kaos yaratmak, toplumu bölmek ve ülkemizi zayıflatmaktır. Ancak bilmeliler ki, bu milletin ormanları da, toprağı da, vatan sevgisi de sahipsiz değildir.

Kahraman Yiğitlerimiz: Şehitlerimizi Saygıyla Anıyoruz

Tüm bu acının ortasında, yüreğimize su serpen, bize umut veren kahramanlar da var: ormanlarımızı alevlerden korumak için canını dişine takan itfaiyecilerimiz, orman işçilerimiz, askerlerimiz, gönüllülerimiz. Onlar, alevlerin arasına dalarak, bazen kendi hayatlarını hiçe sayarak bu felaketle mücadele ediyorlar. Ne yazık ki, bu mücadele sırasında şehit düşen yiğitlerimiz de oluyor. Onlar, vatanın her karış toprağını, her ağacını kendi canı gibi gören gerçek kahramanlardır. Şehitlerimizin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz. Onların fedakarlığı, bu ülkenin ne denli büyük bir ruha sahip olduğunun en net göstergesidir.

Ortak Sorumluluğumuz

Orman yangınları, sadece yanan ağaçlardan ibaret değildir. O, bir toplumun sorumluluk bilincinin, vatan sevgisinin ve dayanışma ruhunun da test edildiği bir turnusol kağıdıdır. İhmalkar olana karşı dikkatli, hain olana karşı uyanık, kahraman olana karşı minnettar olmak zorundayız. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hepimizin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi şarttır.Her bir ağaç nefesimiz, her bir orman geleceğimizdir. Geleceğimizin suya ihtiyacı vardır, ateşe değil.