TİYATRO OYUNU!..

TİYATRO OYUNU!..


Türk futbolunda bir kez daha 34 haftalık tiyatro sergilendi ve sona erdi.

Senaryosu baştan yazılan, katılanların büyük çoğunluğunun sadece figüran olduğu bir oyun.  Oyunun sonunu bilmeyenler maalesef dramayla ahlarla-vahlarla noktalıyorlar.

Kayserispor’un küme düşmesi sadece son maçla açıklanamaz, yorumlanamaz.

Hangi şartlarda nerden nereye geldiğini, buralara kadar gelmek için bazı insanların verdiği emeklerin ise son maçta gasp edildi.

Berna Gözbaşı, ekibi, teknik heyet ve oyuncular son düdüğe kadar sahada savaştılar.

Bakın sahada savaştılar unuttukları bir şey var Türkiye’de futbol sahada oynanmıyor.

Sezon başında bir tiyatro kurgulanıyor ve bu sahada uygulanıyor, sonuçlar, düşecekler-çıkacaklar, büyük oranda saha dışında belirleniyor. 2019-2020 sezonunun sonunda da bu net görüldü.

SAHADA KARDEŞLİK OLMAZ

Futbolda sahada kardeşlik, falan hikaye.

Sahada dostluk, kardeşlik falan hikaye. Geçmişte Kayserispor-Erciyesspor rekabetinde de bunu net şekilde gördük. O yüzden kimse çıkıp da Trabzonspor bizim dostumuzdu, kardeşimizdi, kardeş kardeşe bunu yapar mı edebiyatına girmesin.

Trabzonspor’un dost olmadığı, kardeş olmadığı daha önce işin içini bilenler defalarca dile getirse de kendilerini avutanlar oldu. Onlar da 25 Temmuz Cumartesi 2020 akşamı gerçeği gördüler. Gerçek hem de bir tokat gibi yüzlerine çarptı.

Bir söz vardır bizim bizden başka dostumuz yok diye. Bu Kayserispor için cuk diye oturan bir tabir.

Saha dışında güçlü değilseniz, lobiniz güçlü değilse, TFF’de,  MHK’da sahip çıkanınız yoksa vay halinize.

CÜNEYT ÇAKIR DÜDÜĞÜNÜ ASMALI

Türkiye’de yıllardır söylenen dile getirilen bir konu var. Temiz futbol.

Bu maalesef mümkün değil. Son on yılda Türkiye’de ne kadar kritik maç varsa ne kadar bazı takımlarının gözünün içine baka bak canları yanmadıysa hemen hemen hepsinde Cüneyt Çakır ve ekibi vardır.

Penaltıyı vermeyen, golü vermeyen, neredeyse ayağına aldığı darbe sonucu ayağı kırılacak oyuncuya gelip sarı kart gösteriyorsa bu hem Türk futbolunun hem de hakemliğinin bittiğinin göstergesidir.

Herkesin gördüğü ama görmesi gerekenlerin görmediği değil görüp de görmemezlikten geldiği herkesin düdük elinde olsa çalacağı am düdük elinde olanın çalmadığı bir maçla koskoca bir şehrin kaderiyle, geleceğiyle oynandı.

Bu tip maçlara alışkın Cüneyt Çakır. Şehir, yarınlar, gelecek umurunda değil.Vicdanını, adaletini, hakemliğini, mesleğini bir kenara bırakıp kendisine verilen görevi, talimatı layıkıyla bugüne kadar yerine getirdi ve getirmeye de devam edecektir.

Türk futbolu öyle Cüneyt Çakır’dan kolay kolay kurtulamaz gelecekte MHK başkanı olur, şimdiden kurduğu ekibiyle, maçların sonucuna tesir etmeye, birilerinin canını yakmaya devam edecektir, çünkü ağababaları öyle istiyor o da yapmaya devam edecek.

Bir insan yaptığı işten vicdanen rahat olmalıdır. Ama 25 Temmuz 2020 Cumartesi gecesi adeta vicdansızların gecesi oldu.

Türk futbolunda temizlik başlayacaksa ilk başta Cüneyt Çakır ve son dönemlerde etkisi altına aldığı hakemlerde düdüklerini asmalıdır. Tabi Halil Umut Meler’i de unutmamak lazım.

Cüneyt Çakır ve Halil Umut Meler, kurulan tiyatronun son sahnesini başarıyla oynayıp, yönettiler.

KAYSERİSPOR SAHİPSİZ

Kimse çıkıp Kayseri bir buçuk milyon nüfuslu koca bir şehir,  siyasette söz sahibi, sanayisi var, lobisi var, spor şehri falan edebiyatı yapmasın.

Kayserispor sahipsiz olmasaydı Trabzon maçını Cüneyt Çakır yönetemezdi, atandığı günde değiştirilirdi, sahipsiz olmasaydı tribünde şehrin ileri gelenleri yer alırdı, sahipsiz olmasaydı, stadın etrafında binlerce taraftarı olurdu, sahipsiz olmasaydı, Trabzonspor öyle 90+6’da hiçbir iddiası yokken beşe iki, altıya iki gelip gol atmazdı.

Tiyatro kurulmuş, figüran olmaya, sahipsiz olmaya devam.

Başrol olsak, sahipsiz olmazsak 400 milyon TL’ye yakın borç olmaz, takımda küme düşmezdi.

Maalesef olan oldu ve nur topu 400 milyon TL borçla batağın içinde TFF 1.Lig’in yolunu tuttuk.

Emeği geçenler, bu şehirdeki vicdan sahipleri sizi asla unutmayacak, unutturmayacak!..

Google+ WhatsApp