
CHP’li Aşkın Genç’ten torba kanun tepkisi
CHP’li Aşkın Genç’ten torba kanun tepkisi: “15 Temmuz sonrası yaşanan yapısal tahribatlardan ders çıkarılacağına, bugün yeni bir siyasi kadrolaşma sürecine zemin hazırlanıyor”
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Cumhurbaşkanına orgeneral ve oramirallerin yaş haddini 72’ye çıkarma yetkisi veren torba kanun teklifini, “Bu düzenlemeyi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda değil, Milli Savunma Komisyonu’nda görüşmeniz gerekirdi. Ama belli ki amaç teknik değil, siyasi. Bu madde, kurumsal yapıdan ziyade kişisel hesaplara hizmet etmektedir. 15 Temmuz sonrası yaşanan yapısal tahribatlardan ders çıkarılacağına, bugün yeni bir siyasi kadrolaşma sürecine zemin hazırlanıyor” sözleriyle eleştirdi.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, TBMM Genel Kurulu’ndaki torba kanun teklifinin görüşmelerinde yaptığı konuşmada, teklifin ilk üç maddesinin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ilgili olduğunu belirterek, ilgili maddelerin Milli Savunma Komisyonu’nda görüşülmemesini eleştirdi. İlgili maddelerin kişiye özel olduğunu ifade eden Genç, düzenlemenin TSK’da siyasi kadrolaşmaya yol açacağını söyledi. CHP’li Genç, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bu düzenleme kurumsal bir ihtiyaçtan değil, belli kişileri görevde tutma arzusundan doğmuştur”
“Bu maddeyle, general ve amirallerin rütbe bekleme süresi uzatılacak; yaş haddi ise 67’den 72’ye kadar çıkarılabilecektir. Üstelik bu uzatma kararı, Cumhurbaşkanının tek taraflı takdir yetkisine bağlanmıştır. 15 Temmuz sonrası yaşanan yapısal tahribatlardan ders çıkarılacağına, bugün yeni bir siyasi kadrolaşma sürecine zemin hazırlanıyor. Ordu gibi hiyerarşi ve disiplin temelinde işleyen bir yapıda, yaş haddinin bu denli yükseltilmesi, sadece kurumsal körlüğe değil, emir-komuta zincirinin siyasi bağımlılığa açılmasına da yol açar. Bugün general ve amiral sayısı zaten 327’ye ulaşmış durumda. Yani kontenjanın çok üzerinde bir kadro şişkinliği var. Şimdi bir de görev süresi dolanları sistem dışına çıkarmak yerine, görevde tutmak için bu madde getiriliyor. Peki neden? Çünkü bu düzenleme kurumsal bir ihtiyaçtan değil, belli kişileri görevde tutma arzusundan doğmuştur. Adrese teslim, kişiye özel bir maddedir.
“Bu madde, kurumsal yapıdan ziyade kişisel hesaplara hizmet etmektedir”
Madde gerekçesinde, ‘tecrübeli kadrolardan daha uzun süre yararlanmak’ deniyor. Ancak bu açıklamayı destekleyecek tek bir istatistik yok. Hangi kuvvetlerde hangi yaş aralığında, ne tür eksiklik var? Açıklanmış değil. Bilimsel bir ihtiyaç değil, kişisel bir tercihin yasalaştırılmasıyla karşı karşıyayız. Ayrıca, bu düzenlemeyi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda değil, Milli Savunma Komisyonu’nda görüşmeniz gerekirdi. Ama belli ki amaç teknik değil, siyasi. Biz CHP Grubu olarak, TSK’nın komuta kademesinin siyasi hesaplarla değil, liyakat temelli, şeffaf ve öngörülebilir bir yapıyla yönetilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bu madde, kurumsal yapıdan ziyade kişisel hesaplara hizmet etmektedir.”
Genç, konuşmasının devamında, “Bir süredir yürütülen sistematik baskı politikasıyla karşı karşıyayız” diyerek, CHP’li belediyelere yönelik operasyonları eleştirdi. Genç, sözlerine şöyle devam etti:
“Seçimle kazanamadıkları belediyeleri, şimdi yargı sopasıyla ele geçirmeye çalışıyorlar. İstanbul, Antalya, Adıyaman, Adana… Bu saydığım yerlerin ortak özelliği, hepsinin halktan yüksek destek almış, başarılı projelere imza atmış CHP’li belediye başkanları tarafından yönetiliyor olmasıdır. Zeydan Karalar, Adana’nın çehresini değiştirmiştir. Muhittin Böcek, Antalya’da halkçı belediyeciliğin en güzel örneklerini sergilemiştir. Abdurrahman Tutdere, deprem bölgesinde halkla birlikte mücadele ederek halkın gönlünde taht kurmuştur. Şimdi bu isimler, siyasi bir operasyonun parçası hâline getirilmek isteniyor. Çünkü iktidar, seçimle kazanamadığı belediyeleri yargı sopasıyla ele geçirme peşinde. Bu artık bireysel değil, sistematik bir uygulamadır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bunun adını koyuyoruz: Yargı eliyle irade gaspı.
“İktidar, halkın iradesini cezalandırmak istiyor”
Belediye başkanlarımız hakkında açılan bu soruşturmaların büyük bölümü 31 Mart’tan hemen sonra devreye sokuldu. Çünkü bu iktidar, CHP’nin birinci parti olmasını içine sindiremiyor. Halkın iradesini cezalandırmak istiyor. Seçim sandığında kaybedenlerin yargı üzerinden intikam alma çabasıdır bu. Ama açıkça söylüyorum: Bu ülkenin belediye başkanlarını değil, milletin iradesini yargılıyorsunuz.
“Demokrasi, halkın seçtiğine saygı göstermektir”
Demokrasi sadece sandık günü oy atmak değildir. Demokrasi, halkın seçtiğine saygı göstermektir. Bu saygı gösterilmediği sürece Türkiye demokratik bir hukuk devleti olamaz. Biz bu kumpas siyasetini de bunun arkasındaki niyeti de gayet iyi biliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu düzeni asla kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Belediye başkanlarımız yalnız değildir. Biz onların yanındayız ve halk, eninde sonunda sandıkta bu adaletsizliğin hesabını bir kez daha iktidardan soracaktır.”