Mhp´li Vural´dan "peşmerge" Açıklaması

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "PKK´ya karşı sınır ötesi operasyon için yetki almışken şimdi PKK´nın bizim üzerimizden sınır ötesi operasyon yapması olayıyla karşı karşıyız" dedi. Vural, Meclis

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "PKK´ya karşı sınır ötesi operasyon için yetki almışken şimdi PKK´nın bizim üzerimizden sınır ötesi operasyon yapması olayıyla karşı karşıyız" dedi.
Vural, Meclis´te düzenlediği basın toplantısında Peşmergenin "PYD´ye ve PKK´ya yardım için Türkiye´nin egemenlik haklarının ihlal edildiğini" belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın "Peşmerge´nin Kobani´ye geçmesi için Obama´ya teklifi ben yaptım" açıklamasını eleştiren Vural, "Kim bunlar, amirin mi? Böyle bir rezalet olur mu? Niye yapıyorsun. Madem ABD silahları paraşütle indiriyor, 200 Peşmergeyi de silahları nasıl indiriyorsa öyle indirsin. Benim vatan topraklarımı Peşmergeye niye kullandırtıyorsun. Ama küresel bir gücü memnun etmek için Türkiye´nin hakları, egemenliği, iradesi yok sayılıyor. Bu ülkeden silahlı bir takım adamlar geçecek buna engel olmayacaksın, sızlanacaksın, sızlanıyor. Bostan korkuluğu musunuz, sinek ikilisi misiniz? Hani Ortadoğu´da bizim haberimiz olmadan bir kuş uçmayacaktı, hani Ortadoğu´da değişim dalgasının öncüsü biz olacaktı. Hani gündemi belirlenen değil gündemi belirleyen ülke olmuştuk. Hani dünya lideriydik. Bırakın Ortadoğu´da söz sahibi olmayı ülkemizin sınırlarını korumaktan aciz, beceriksiz, pısırık, ezik bir iktidarla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarı "devletin gücünü kullanamamakla" suçlayan Vural, şunları kaydetti: "Türkiye bir terör örgütü olarak nitelendirdiği bir örgüte silah yardımını engelleyemiyorsa bu nasıl devlet yönetimidir. Bunu engellemek durumunda olanlar bununla ilgili şikayet bildirir hale geliyor... Milleti aldatıp kandırıyorsunuz. Yani ABD, PYD ve PKK´yı Türkiye´ye tercih etmiştir. Peşmergenin PKK´ya yardım götürmesine izin verirsen, Barzani´nin kucağındaki PKK´ya nasıl operasyon yapacaksın? Şu zihniyet bakın Irak´a, PKK terör örgütüne karşı operasyon diye izin alacaksın, ondan sonra kalkıp Barzani´yi PKK´ya yardıma götüreceksin. Yeter artık, millete bu kadar yalan söylenmez. Millet bu kadar kandırılmaz. Milletimiz şaşkın vaziyette, kimin ne dediği, Türkiye´nin ne tarafa götürüldüğü belli değil. PKK´ya karşı sınır ötesi operasyon için yetki almışken şimdi PKK´nın bizim üzerimizden sınır ötesi operasyon yapması olayıyla karşı karşıyız. Peşmerge geçişinin ne siyasi ne de hukuki meşruiyeti vardır. Bunun tezkereyle ilişkilendirilmesi kesinlikle mümkün değildir. Türkiye´nin egemenlik hakkını, milli iradesini, hukuk devleti ilkesini yok saymaktır. O bakımdan bugün Peşmergenin Türkiye üzerinden gönderilmesi ne uluslararası ne milli hiçbir meşruiyeti olmayan bir husustur. Hükümet bu millete, hukukuna, TBMM´ye olan angajmanı yerine Barzani´ye ve ABD´ye yönelik bir angajmanı tercih etmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisinin angajmanı bu iradeyle milletimize, TBMM´ye olmadığını, ABD ve Barzani´ye yönelik yeni bir angajmanla karşı karşıya kaldığını ortaya koyuyor. Peşmerge bir ülkenin silahlı kuvveti değil, karşımızda bir ülke yok. Türkiye´nin muhattabı, Birleşmiş Milletler ve NATO´dur, devletlerdir. Böylesine Peşmerge geçişiyle ilgili bir hususu bu şekilde bir tezkereyle ilişkilendirmek ve bunu meşruiyet alanına almakhayırhükümet bunu bizatihi kendi inisiyatifi ile yapmıştır, bu hukuki değildir. Hukuki çerçevesi yoktur, meşru değildir. Bu zihniyeti ortaya koyanlar, bunu bunla ilişkilendirenler El Kaide, El Nusra ve PKK´nın da Türkiye içinden meşrulaşmasına izin verebileceğini ortaya koymaktadır. Bu çok tehlikelidir. Bu anlayışla yabancı silahlı kuvvetler, El Kaide, El Nusra, IŞİD Türkiye´de meşrulaştırılabilir mi? Böyle bir zihniyet olabilir mi? Bu yorumları yapanlar milli devlete, hukuk devletine ihanet içerisindedirler. Maalesef Türkiye´nin değerli yalnızlığı Türkiye´yi terörist grupların ligine çekmiştir."
Vural, aşama aşama 4 merkezli Kürdistan inşa edildiğini belirterek, Türkiye´nin PKK terör örgütüne silah yardımı yapılmasına engel olamayacak kadar aciz durumda bırakıldığını öne sürdü.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´ın Abdullah Öcalan´a sekreterya oluşturulması konusuda açıklamalarını "utanmazlık" olarak niteleyen Vural, "Kundaktaki Türk bebeleri öldüren, katliamlar yapan, bu talimatları yapan bu adam değilmiş; askerlerimizi, polislerimizi, mühendislerimizi öldüren, öldürten kahpe ve kalleşçe pusular kuran bu adam değilmiş; ´17 senedir cezaevinde, benim bir kaç şeye ihtiyacım var´ demişse ´Adalet Bakanımız karşılayacaktır´ diyerek tornistan yapıyor. Demek ki başka bir görevi daha varmış, Öcalan´ın taleplerini makul bulma görevi. 17 yıllık yalnızlığından büyük müteessir olmuş, kim bilir geceleri gizli gizli ağlıyordur. Gerçekten bu yalnızlığına bu kadar üzülmesin, 3 dönem sonunda emekliye ayrılacak, Adalet Bakanı´nı Öcalan´ın sekreterine versin, bu üzüntü son bulsun. 17 yıllık yalnızlığı da giderilmiş olur. Şimdi diğer mahkumlar ´bizim Öcalan´dan ne farkımız var, Öcalan´ın canı can da bizim ki patlıcan mı?´ derlerse haksızlar mı? Bonzaiciler, uyuşturucu satıcıları sıraya girecek, biz de isteriz diyecekler. Yani Öcalan haklıymış, siz kim oluyorsunuz da Öcalan´ı haklı görüyorsunuz. Bir insan bir laf konuşurken oturup kalkmalı, düşünmeli biraz. Şehitler mi, gaziler mi haksız oldu, kundakta, mezralarda, Mardin, Ağrı, Diyarbakır, Hakkari´de öldürülen Kürt bebeleri mi haksız oldu, anneleri mi haksız oldu, gençler mi çocuklar mı haksız oldu, yakılan Seraplar mı haksız oldu? Böyle bir rezillik olmaz. Terörist başına sekreterya yetmez ey AKP sözcüsü, 17 yıllık yalnızlığa son vermek için ona tahsis ettiğiniz villada yakında onu dünya evine sokarsınız" ifadelerini kullandı.
Vural, "PKK´lı teröristleri aktivist, barış güvercini yapan AKP, bu kafayla uyuşturucu işinde olanlara da şifacı muamelesi yapar" dedi.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Vural, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel´in Başbakan Ahmet Davutoğlu´na Jandarma Teşkilatı´nın İçişleri Bakanlığı´na bağlanması konusunda mektup yazdığı iddiasına yönelik soruya, "Bu şunu ortaya koyuyor: Devleti yöneten bir irade yok. Yani devlet dediğimiz mekanizmayı, milletin iradesi doğrultusunda hükümet yönetmesi lazım. Hükümetin devletin kurumlarının ortak aklıyla bir adım atması lazım. Yani bu mektupla öğretim gibi mektupla yönetime doğru gidiyor. Açığa düşmüş yönetim anlayışı. MHP olarak jandarmayla ilgili yapılması düşünülen değişiklikler ve bunun arkasındaki siyasi amacı daha kapsamlı şekilde değerlendirme yapacağız. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) yok mu? Güvenlikler ilgili konu burada görüşülmez mi? Yani gerçekten Genelkurmay Başkanı bir resepsiyonda ´çözüm sürecinden haberimiz yok´ diye söylemişti, şimdi de devletin güvenliğiyle ilgili bir adım atılıyor, güvenlikle ilgili bir kurumun başındaki insanın ne yapılacağıyla ilgili haberi yok. Elbette siyasi irade karar verecektir ama bu konuda düşünce ve fikirleri toplayarak bir kararı oluşturması gereken hükümettir" cevabını verdi.
(SU-YHY-Y)

24.10.2014 16:17:14 TSI

Google+ WhatsApp