Vanlı Stk´lardan Sağduyu Çağrısı

Van´da faaliyet yürüten 39 sivil toplum kuruluşu, IŞİD protestolarıyla başlayan ve ölümlere neden olan olayların bir daha yaşanmaması için ortak bir açıklama yaptı. STK´lar, Van Ticaret ve Sanayi O

Van´da faaliyet yürüten 39 sivil toplum kuruluşu, IŞİD protestolarıyla başlayan ve ölümlere neden olan olayların bir daha yaşanmaması için ortak bir açıklama yaptı.
STK´lar, Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) binasının önünde ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Mazlum Der Başkanı Yakup Aslan tarafından okunan ortak basın açıklamasında, son günlerde meydana gelen olayların ardından 40 canın yitirilmesinin acı bir durum olduğunu ve Hüda-Par ile Demokratik Bölgeler Partisi´ni (DBP) ziyaret ettiklerini belirterek, "Bildiğiniz gibi son birkaç günde hepimizi derinden sarsan, tehlikeli bir sürece tanıklık ettik. Kobani´de IŞİD örtüsü altında bölgedeki ırkçı rejimlerin rengini veren saldırıların devamında dip sarsıntıları her tarafta hissedilmeye başlayan ruhsal kırılma, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir infiale dönüştü. Barış sürecinin ağırdan alınması ve özellikle Kobani´deki katliamlar karşısında yapıcı bir dil kullanılmaması, adeta bu toprakları bir iç savaşın girdabına sürükler hale getirdi. IŞİD adlı vahşi cinayet şebekesinin sahneye sürülmesiyle bir kez daha Kürtler, Türkmenler, Araplar, Şengal´de, Kobani´de tarihlerinde çok sık gördüğü zulümlere, katliamlara benzer bir zulümle karşı karşıya kaldılar. Kobani´de insanlık dünyanın gözleri önünde adeta ölüyor. Yaklaşık 30 yıldır süren savaşın sonunda ağır bedeller, acılar sonucunda yakalanmış bir ihtimali süreci söz konusu iken, birden bire savaşa verilen prim, sokaklarda kontrolü imkansız ve tarafların bütün kartlarını kullanmaya yöneldiği bir kaos zemini oluşturdu. Normal demokratik eylemlerin kaosa malzeme haline getirilmesiyle birlikte, konuyla hiçbir ilgisi bulunmayan kesimler de zarar gördü. 90´lı yılları anımsatan olaylara zemin hazırlanması hepimizi endişelendiriyor. Kürdistan başta olmak üzere bu coğrafyada yaşayan farklı inanç, ideoloji ve etnik grupların sosyokültürel zenginlik olduğu ve bunları bir arada tutmanın yolunun tahammül ve hoşgörü kültüründen geçtiği hepimizin kabulüdür. Bu gelenek diyalog kapılarını aralamaya vesile kılınmalıdır" dedi.
Van´daki sivil toplum örgütleri olarak, devleti çözüm sürecini bir an önce hayata geçirmeye, samimi adımlar atmaya ve kardeşlik ekseninde sorunları çözmeye davet ettiklerini ifade eden Aslan, "Kürtlerle ilgili yanlış politikaların tırmandırılması bu yaşadığımız acı sonuçları inşa etmiştir. Yetkililer bunun bilincinde olarak, hiç kimsenin faydasına olmayan üslubu terk etmeli, barış ve eşitliğe dayalı bir yöntemi benimsemelidir. Şeffaf bir şekilde gerçekleştirilecek diyalog, müzakere ve birlikte çözüm geliştirme mekanizmaları mevcut kriz karşısında doğru ve sağlıklı bir şekilde işletilirse, bu tür bir pratiğin olumlu yansımaları, hem Türkiye ve hem de Orta Doğu´da olumlu neticeleri geliştirecektir. Sürecin birinci dereceden muhatabı ve sorumlusu olan bütün tarafların, toplum olarak tecrübe ettiğimiz bu tehlike sinyalleri veren kritik günlerin önem ve ağırlığına uygun şekilde hareket etmesi hepimizin yararına olacaktır. Yapılan her açıklamanın, alınan her kararın ve sahaya yansıyan her uygulamanın; etkisi ve sonucu itibarıyla hangi amaca hizmet edeceği çok iyi hesaplanmalıdır. Biz sivil toplum örgütleri, büyük bir özveriyle Diyarbakır eksenli başlatılan barış ve kardeşlik çabalarını desteklediğimizi, bu alanda bize düşen her görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzu; geçmişin karanlık ve şiddet dolu günlerini yeniden yaşatacak bir sürecin kapısını aralamanın, hiç kimseye kazandırmayacağı gibi; hepimize kaybettireceğinin bilinmesi gerektiğini deklere ediyoruz. Hayatı kabusa çeviren ve zihinleri donduran o kabus günlerine bir daha geri dönülmemesi, herkesin sağduyu ve barış perspektifinde duyarlı davranmasıyla mümkün olacaktır. Sivil toplum örgütleri olarak sürdürülebilir bir barış ortamının sağlandığı, adalet, özgürlük ve ahlaki ilkelerin esas alındığı, farklılıklarımızın zenginlik olarak kabul edildiği, ötekinin ve ötekileştirmenin olmadığı bir ortamda kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bütün bunlardan hareketle özelde bütün siyasi partileri genelde ise bütün toplumsal dinamikleri metanet ve sükunete davet ediyoruz. Siyasi sorumluluk mevkiinde bulunan siyasetçi, yönetici, STK temsilcisi kanaat önderi ve herkesin söylem ve mesajlarının sonucunu düşünmeye, sağduyulu açıklamalar yapmaya ve aklıselim ile hareket etmeye bu kaotik ortamdan çıkmak için çaba sarf etmeye memleket ve insanlık onuruna yakışır bir barış ortamının tesisine destek vermeye davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Ortak basın açıklamasında, Aktif Eğitim Sen, Anadolu Gençlik Derneği, Azadi Hareketi, Bakkallar Ve Manavlar Odası, Bayındır Memursen, Birlik Habersen, Büro Habersen, Dasider, Diyader, Disk, Diyanet Sen, Eczacılar Odası, Eğitim Birsen 1 No´lu Şube, Eğitim Birsen 2 No´lu Şube, Emekli Birsen, Enerji Birsen, Genç Memursen, İHD, KESK, Kimse Yok Mu Derneği, Kültür Memursen, Lokantacılar Odası, Marangozlar Sitesi, Mazlumder, Memursen, Müsiad, Sağlıksen, Sebze Ve Komisyoncuları Derneği, Sulh Ve Adalet Hareketi, Şoförler Odası, Tabipler Odası, TMMOB, Toçbirsen, TÜMSİAD, VAKAD, Van Barosu, Van Ticaret ve Sanayi Odası, VİMDER ve VÖDER yer aldı.
(Nİ-ŞAK-GS-Y)

17.10.2014 16:08:17 TSI

Google+ WhatsApp