Hastalık Hastası
Hastalık yoktur da hasta vardır aslında.
Her hastalıkta moral, motivasyon çok önemli. Hastalık ne olursa olsun o hastalığın tedavisinde kullanılan psikolojik tekniklerin önemi de vardır.
Örneklerle anlatmak istiyorum...
Kaygı: Midemizi
Korku ve endişe: Böbreklerimizi
Kızgınlık ve sinir: Karaciğerimizi
Geçmişi unutamama: Safrakesemizi
Nefret ve kırgınlık: Kalbimizi
Üzüntü: Akciğerlerimizi
Aşırı düşünmek: Dalağımızı
Kafaya Takma: Sindirim sistemimizi
Yalnızlık: Tiroit bezimizi eAtkilermiş.
Aslında bakacak olursak, hastalığınız ne? değil, hasta olan kim yaklaşımı doğuyor ortaya.
İşte bu tüm duygularımız beynimiz. Beynimizi iyi kullanabilmek çok önemli.
Geçirdiğimiz hastalıklar, örneğin grip. Hemen nane -limon ile ya da başka doğal yöntemlerle atlatabileceğimiz basit bir hastalık. Ama bazı çevremde gördüğüm insanlar bir bakıyorum hastalık hastası olmuşlar! Hayat öyle bir şey ki karşınıza çıkan bir insanın hayatı sizden daha kötü olduğunu görüyorsunuz. Çocuğunu kaybetmiş bir baba veya anne ama bir bakıyorsunuz hayata hala bir ümitle güzel bakmaya çalışıyorlar ve belli bile etmiyorlar. Sonra ne mi oluyor? Kendi halinize sonra şükrediyorsunuz. Benden daha kötü zamanlar geçirmiş insanlar da var diye.
Hastalıkta böyle bir şey.
Hastasınız ama kendinizi iyi tanımanız iyi bilmeniz gerekiyor. Şükretmek, beyninize söz geçirebilmeyi bilmeniz gerekiyor.
Çok klişe bir söz olacak belki ama hayat kısa, yarın bir gün ne olacağımızı bilemiyoruz. Hayatı dolu dolu yaşamak, belki her istediğimizi yapamayacağız ama bir nebze de olsun keşke demeyeceğiz.
Hayatı, anı yaşamak için keşke demeyeceğimiz güzel günler diliyorum..