TÜRKİYE YÜZYILI'NA HIZLI GİRİŞ

TÜRKİYE YÜZYILI'NA HIZLI GİRİŞ


Geçtiğimiz hafta, Haziran 2023 itibariyle TÜİK, ENAG ve İTO olmak üzere 3 kurum tarafından Aylık, 6 Aylık ve Yıllık Enflasyon rakamları açıklandı.

 

Açıklanan rakamların detaylarını burada zikretmeyeceğim.

Zira akılda kalmadığı gibi özellikle TÜİK'in açıkladığı enflayon 

rakamları realiteden, yani bizim çarşıda, pazarda yaşadığımız enflasyondan/hayat pahalılığından/zamlardan çok uzak.

 

Ayrıca, realiteden kopuk olan sadece Haziran 2023 rakamları değil, TÜİK'in özellikle 2 yılı aşkın bir süredir açıkladığı başta enflasyon ve işsizlik olmak üzere, birçok veri malesef ki gerçeklikten de oldukça kopuk.

 

Ve de 14-28  Mayıs 2023 seçimleri nedeniyle, iktidar tarafından koltuk sevdası /bekası için bile-isteğe  aylarlarca baskılanan döviz kurlarının, seçim sonrası 40 günlük süreçte yüzde 35-38  artması zaten beklenen bir durum.Tersinin olması sürpriz olurdu !

 

Üstelik, ekonomi uzmanları bu vahameti en yalın şekilde aylardır iktidara anlatmaya çalıştı.

 

Lakin, iktidarın hep 3 maymunu oynamayı ve seçim kazanmayı tercih ettiğini, gerçekleri baskılayarak, algı  yaratarak, "mış" gibi yaparak, sınırsız propoganda ve devlet gücü kullanarak seçim kazanmayı tercih ettiği hepimizin malumu.

 

Hal böyle olunca da dövizdeki aşırı volatilite/hareketlilik sonrası, iğneden ipliğe gelen ZAM yağmuru, VERGİ yağmuru da beklenen bir sonuç.Yani sürpriz değil.

 

Dolayısıyla burada sorulması gereken sorular var  ;

 

1) Bu zam yağmuru, daha naif tabirle "fiyat güncellemesi" vergi yağmuru ya da "vergi güncellemesi" nereye varacak ? 

 

Duvara toslatılan, diğer bir ifade ile uçurumun kenarındaki ülke ekonomisinin aşağı yuvarlanıp, yerel seçimlerden önce ödemeler krizine girmesine engel olmak için, kurtarıcı olarak ısrarla yurt dışından çağrılan, Sn Bakan Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Sn.Hafize Gaye Erkan, "ekonomi de irrasyonel zeminden rasyonel, yani akılcı zemine geçmemiz ve fiyat istikrarı sağlamamız gerekiyor" demişti...

 

Peki, bu söylemlerden  başkanlık sisteminden buna uygulanan hatalı ekonomi politikalarının cezasını, ardı arkası belli olmayan VERGİ ve ZAMLARLA dar ve sabit gelirli çalışanların, emeklilerin, dul yetimlerin, gençlerin, kısaca fakir fukaranın sırtına yükleneceğini mi 

anlamalıydık ? 

 

Yoksa, iktidarın devletin kaynaklarını harcamada önceliklendirme sırasını ve İTİBARDAN TASARRUF ETMEME  mottosunu yeniden gözden geçirerek, seçim ekonomisi uygulamadan YAPISAL REFORMLARI içeren ekonomi paketi mi beklemeliydik ? 

 

2) Peki , bütün dünyada petrol ve gıda fiyatları düşerken, ülkemizde yükselmesinin sebebi, iktidarın  Mayıs 2023 seçimleri nedeniyle uyguladığı NAS EKONOMİSİ midir ?

 

3)İktidarın, laf DİNLEMEYEN LİYAKATLİ yöneticileri görevden alması ve bağımsız olması gereken başta Merkez Bankası ve TÜİK olmak üzere, devlet kurumlarının ilgili yasalarda yapılan değişiklikle, yürütmenin başından talimat bekler hale gelmesi mi  ekonomideki bu derin krizin, zam ve vergi yağmunun sebebi ?

 

4) Mesela, yaz meyve -zebze fiyatları yaz aylarında  olmamıza rağmen halen düşmedi. Aksine yükselmeye devam ediyor. Zaten protein kaynağı olan et, süt, yumuta, bakliyat vb  ürünler ancak vitrinden seyredilebilir duruma geldi.

 

Peki, yaşam için zaruri ihtiyaç olan gıda fiyatlarındaki artışta dünya ülkeleri arasında şampiyonluklarımız devam ederken, açlığa ve dengesiz-sağlıksız  beslenmeye mahküm olan başta çocuklar ve gençler olmak üzere insanlarımız yeterli gıdaya nasıl ulaşacak ?

 

5) Yaşmanın devam etmesi için gıda ile birlikte en zaruri ihtiyaç olan "barınma" konusunda iktidar, geçen sene palyatif bir çözüm olararak kira artış oranını yüzde 25'te sabitlemişti. Ancak uygulanmaya geçmemiş ve sadece mahkeme dosyalarının sayısına katkı yapmıştı.

 

Buna rağmen bu yılda yine yüzde 25 sınırı 1 yıl daha, yani 2024 Temmuz'a kadar uzatıldı.

Lakin, ne kiralayan ne de kiracı durumdan memnun değil. Peki ne olacak bu kiracıların hali ?

 

Ya da sadece asgari ücretli/emekli /dul-yetim gelirinin dışında tek kira geliri ilavesi ile geçimini sağlamak zorunda olan kiralayan, TÜİK'in açıkladığı yüzde 38 yıllık enflasyon rakamının bile altında olan yüzde 25 kira sınırına nasıl uyacak ?

 

6) Maaşı 11.402 TL olup, açlık sınırının bile altındaki asgari ücretli ve yeni düzenleme ile maaşı 1000 dolara bile ulaşmayan memur, yine açlık sınırı altında kalan emekli -dul-yetim ; artan ücretler ceplerine/hesaplarına girmeden eriyen bu gelirleri ile nasıl bir hayata mahküm ediliyor ?

 

7) İş insanları, muhtemel iç-dış yatırımcılar, bu belirsiz ve güvensiz  ortamda  önünü göremiyor, pozisyon alamıyor. Dolayısıyla, sermayedar iç ya da dış yatırımcı orta uzun vadeli ve istihdam yaratacak YATIRIM planlamasını nasıl yapacak ?

Artacak olan genç ve kadın işsizliği nasıl önlenecek ?

 

8) Başkanlık sistemi sonrası, kötüleşen ekonomi sonucu gelir dağılımı adaletsizliği büyüyor. Yani zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor ve vatandaş TABANDA/ fakirlikte /geçim sıkıntısında eşitleniyor.

Peki milletimiz bunu mu hak ediyor ?

 

9) Sn.ŞİMŞEK fon bulmak amaçlı ilk yurt dışı ziyaretini iktidar tarafından 15 Temmuz 2016'daki FETÖ operasyonun finansörü ilan edip, düşmanlaştırdığı Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapmıştı.

 

Gündemde de genelde Katar ve katledilen  gazeteci nedeniyle ciddi itibar kaybı ve sıkıntı yaşadığımız Suudi Arabistan, daha doğrusu Mayıs 2023 seçimleri öncesi Cumhurbaşkanımızın tabiri ile "hazinemize para depo eden körfez ülkeleri" dışında fon arayışı konusunda kısıtlı ülke olduğumuz izlenimi var ...

 

Peki bu izlenim  bertaraf edilip, rekabetçi şartlarda en ucuz uluslararası fonlara nasıl ulaşılacak ? 

 

Nas ekonomisi başta olmak üzere, iktidarın hatalı, uygulamalari nedeniyle geldiğimiz aşamada dünyanın en yüksek faiz oranları ile borçlanan bir ülke olmak bize yakışıyor mu ?

 

Ya da geldiğimiz aşamada dövize olan ihtiyacımız nedeni ile ülkemiz varlıklarının kelepir fiyatlara yabancılara satılma ihtimali çok incitici değil mi ? 

 

10) 21 Yıllık iktidarın, bizzat kendi eli ve diliyle yarattığı YERLİ ve MİLLİ olan bu derin ekonomik krizin enkazını, yine kendisinin kaldıracağına yerli ve yabancı yatırımcıyı inandirma çabası var mı? 

 

Ya da iktidar enflasyonu gercekten düşürmeyi hedefliyorsa, TÜİK neden halen makyajlı enflasyon rakamları açıklamaya devam ediyor ?

Vs.vs....

 

Sorular arttırılabilir tabii.

 

Fakat, daha fazla uzatmamak  adına "bu günler yine iyi, daha kötüsü ilerde" diyen vatanperver, liyakatlı iktisatçılara kulak vermek de lazım deyip ; bu gidişle iktidarın TÜRKİYE YÜZYILI mottosunun altından neler çıkacak, yerel seçimler sonrası yine "laf dinlemiyorlar" denip, görevden almalar tezahür edip, acı  reçetelerin daha da yakıcı olmabilme kaygısını taşıdığımı da itiraf etmeliyim.

Google+ WhatsApp