SAĞLAM DURUŞUNUZ NEREDE PEKİ?...

SAĞLAM DURUŞUNUZ NEREDE PEKİ?...


Kim olduğumuz, ne olduğumuz nasıl olduğumuz neleri sevdiğimiz..DURUŞUMUZ;

 Her insanın bir duruşu vardır. Bilerek bilmeyerek, isteyerek istemeyerek ortaya koyduğu, hayâtı boyunca sergilediği bir duruş?

    Kişiliği karakteri, kimliği, yapısı, ırkı, kanı, âilesi, okulu, eğitimi, târihi ve coğrafyasının etkisiyle şekillenen bir kişilik duruşu vardır herkesin İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerden biri, belki de en önemlisi DURUŞUMUZ

      İnsan, duruşuyla insandır. İfâdesi, düşüncesi, tavır ve davranışları kendisine has olan duruşunu yansıtır. İnsanın, hayat, dün, bugün ve gelecek anlayışı bu duruşun bir özeti DEĞİLMİDİR..

      Siyasette Ekonomide, ticârette, , eğitimde, sağlıkta, yönetimde, sosyal ilişkilerde hep karşılıklı duruş söz konusudur aslında..

      Bakışınız, tebessümünüz, seçtiğiniz kelimeleriniz, selâmınız, ikrâmınız, anlayışınız sizin sosyal duruşunuzu ortaya koyarYöneticilerin, halka tavır ve duruşu, adâletli olup olmadığını, Ticâret adamının kendine özgü ticârî duruşu, öğretim üyesinin akademik duruşu, mahkemede hâkimin hukûkî duruşu onun kimliğini ve kişiliğini ortaya koyar. İnsanın bir duruşu olmalı Ayçiçeği gibi güneşe karşı yön değiştirmemeli. Hatta insanın bir çizgisi olmalı, menfaate ve rüzgara göre yön değiştirmemeli….

 Keşke herkesin bir duruşu ve çizgisi olsa kişiye göre değişmeyen…

Bir fıkra vardır ama fıkra değil, kendinizi tanıyın diye irdeleyin isterim.

“Nasrettin Hoca yolda yürürken, biri ensesine öyle bir vurmuş ki, nerdeyse yere düşecekmiş, hiddetle dönüp bakmış; karşısında tanımadığı genç bir adam. Nasrettin Hoca sormuş:

- "Ne cüretle vuruyorsun!"

- "Özür dilerim hocam, sizi birine benzettim, küçük bir hata yaptım, ama siz pireyi deve yaptınız.

- "Yürü o zaman, kadıya gidiyoruz!"

Gitmişler kadıya, ikisini de dinleyen kadı efendi, Nasrettin Hoca'ya vuran gencin akrabasıymış. Kadı efendi, Nasrettin Hoca'yı yumuşatıp, akrabasını kurtarmaya çalışmış:

- "Hoca, hislerini anlıyorum. Bu durumda herkes aynı şeyi hissederdi. Şimdi bu genç adam kendine bir tokat atsa, kabul eder misin?"

Nasrettin Hoca ısrar etmiş:

- "Olmaz, mahkeme yapılsın."

Kadı efendi, bunun üzerine akrabası olan genç adama dönüp kararını vermiş:

- "Ceza olarak Nasrettin Hoca'ya 5 kuruş ödeyeceksin, hemen gidip getir!"

Nasrettin Hoca, para almaya giden genç adamın dönmesini beklemiş. Bir saat geçmiş, iki saat geçmiş, ama genç adam ortalıkta gözükmüyormuş.

Mahkeme kapısının kapanma saatine kadar bekleyen Nasrettin Hoca, kadı efendinin ensesine okkalı bir tokat indirdikten sonra demiş ki:

- "Kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyememem, gelirse söyle ona; 5 kuruşu sana versin!"”

Kısaca, modern çağ insanını sahip olma duygusu yükler ve sanırsınız ki iyi insan oldunuz.

Sağlam duruşunuz nerede peki?..... 

Google+ WhatsApp