İnsanın İç Dünyası ile Dış Hayatın Çelişkisi

İnsanın İç Dünyası ile Dış Hayatın Çelişkisi


Merhaba sevgili okurum,

 

Bugün insanın iç dünyasıyla dışarıdaki hayat arasında yaşadığı çelişkiden söz etmek istiyorum. İnsan, kendi olma yolculuğunda ilerlerken çoğu zaman içsel gerçekliği ile dışarıya yansıttığı hâl arasında bir çatışma yaşar. Bu çatışma büyüdükçe, hem içte hem dışta bir dağılma başlar; kişi kendini, yönünü, hatta benliğini kaybettiğini hisseder.

 

Çocukluktan itibaren biriktirdiğimiz kayıtlar, yaşadığımız deneyimler ve öğrendiğimiz davranış kalıpları bizi belli bir noktaya kadar taşır. Fakat bir gün gelir ve insan sorgulamaya başlar:

“Ben neredeyim? Ne yapıyorum? Bu dünyaya neden geldim?”

İşte kırılma burada başlar.

 

İçeride bir şeyler yoğunlaştıkça, dışarıdaki hayat da değişmeye, sarsılmaya veya yeniden şekillenmeye başlar. Bu arayış, insanı başka bir eşiğe getirir. Bazen yorulursun, bazen kırılırsın; bazen de içinden açıklanamayan bir umut doğar ve yola devam edersin. Çünkü ne olursa olsun, her şeyin “senden sana” olduğunu fark ettiğinde hiçbir zorluk seni gerçekten yıpratamaz.

 

Şems-i Tebrizî’nin dediği gibi:

“Sen yola çık; yol sana görünür.”

Gerçekte yola çıktığın anda, yolun zaten sen olduğunu fark etmeye başlarsın. İçindeki arayış ile dışarıda bulduğun şeyin aynı olduğunu idrak ettiğinde ise, bütün çatışmalar yerini birliğe bırakır.

 

Bugün sen de yüreğine, kalbine ve özüne döndüğünde…

Hangi hâlde isen, o hâli sevgiyle şifalandırmaya niyet etmeni diliyorum.

 

Güzel ve içten bir gün olsun.

Google+ WhatsApp