
11.11 Çılgınlığı. ALAMADIĞIMIZ İNDİRİM
Yılın o meşhur zamanı geldi yine…
Kasım ayı demek artık sadece sonbahar demek değil; “indirim çılgınlığı” demek.
Ekranlar, telefonlar, sosyal medya – her yer aynı sloganla yankılanıyor:
“Kaçırılmayacak fırsatlar, yılın en büyük indirimi!”
Kaçırmayalım da… alabiliyor muyuz ki?
Reklamlar öyle cezbedici ki…
Kırmızı etiketler, parlayan fiyatlar, sepete ekle tuşunun o masum cazibesi…
Ama o tuşa basmadan önce, içimizden geçen aynı: “Keşke gerçekten indirim olsa.”
Çünkü bazı ürünlerde etiket düşüyor, ama fiyat hâlâ uçuyor.
Yani indirim var diyorlar, ama bize inmiyor.
Eskiden “alışveriş keyfi” diye bir şey vardı.
Maaşın bir kısmını kenara koyar, ay sonu geldi mi kendimize küçük bir ödül alırdık.
Şimdi o keyif yerini “alışveriş kaygısına” bıraktı.
Artık alışveriş sepeti değil, hesap makinesi doluyor.
Bir mont, bir ayakkabı, bir parfüm…
Reklamda gülümseyen o kadın ya da adam kadar ulaşılabilir görünmüyor artık.
O güzel görüntülerin ardında biz varız;
Sayfa yenileyip fiyat düşer mi diye bekleyen, kredi kartı limitine bakıp iç çeken milyonlarca kişi.
İndirim sezonu dedikleri şey aslında bir illüzyon.
Kimi zaman fiyat önce yükseliyor, sonra “indirimli” diye eski haline dönüyor.
Yani biz de indirim değil, sadece iyi pazarlamayı satın alıyoruz.
Ama öyle bir dönemden geçiyoruz ki, kimse gülmeye cesaret edemiyor.
Çünkü artık bir kahve içmenin bile ekonomik anlamı var.
Kadın gözüyle baktığında bu 11.11 çılgınlığı biraz ironik.
Bir yanda “alışverişle mutluluk” pazarlanıyor,
Diğer yanda “alışveriş yapamamakla” gelen sessiz bir hüzün.
Biz, o reklamlardaki renkli dünyanın dışında, fiyat etiketine değil, gerçeğe bakıyoruz.
İndirimden çok, indirilen umutlarımızı görüyoruz.
Yine de pes etmiyoruz.
Belki o ürünü alamıyoruz ama aklımızı koruyoruz.
Belki o indirimi kaçırıyoruz ama vicdanımız rahat;
Çünkü biz artık neye ihtiyacımız olduğunu gerçekten biliyoruz.
Bu yıl 11.11 geçti.
Kiminin sepeti doldu, kimininki boş kaldı.
Ama hepimizin ortak noktası şu:
Biz aslında indirim değil, biraz nefes arıyoruz.
Biraz denge, biraz huzur, biraz da gerçek fiyatlarla yaşanabilir bir hayat…
