SAHİ NE OLACAK?

SAHİ NE OLACAK?


Bazen düşünüyorum

Hani büyükler “Ayağını yorganına göre uzat” derdi ya…Biz artık yorganı da kredi kartıyla taksite böler hâle geldik. Market raflarında fiyat etiketlerini görünce önce içimiz, sonra elimiz titriyor; yine de kasaya gidince “Temassız olsun” diyerek en büyük teması aslında borçla kuruyoruz.

Ekonominin ağırlığı öyle bir noktaya geldi ki, maaş daha cebe girmeden harcandı, daha yaşanmamış ay peşin peşin bitti. Kredi kartı artık acil durum butonu değil; nefes almak için kullanılan yapay solunum cihazı gibi. Çoğumuz hayatı “asgari ödeme” modunda yaşamaya başladık.

Ama sorulması gereken asıl soru şu: Gerçekten geçim mi zorlaştı, yoksa biz mi bu yükün altında ezilir hâle şu: Gerçekten belli: Her şey üstümüze üstümüze gelirken biz hâlâ dimdik ayakta kalmaya çalışıyoruz. Çünkü umut etmekten, mücadele etmekten başka şansımız yok.

Bir de işin görünmeyen tarafı var…

Kimimiz borcunu söylemeye utanıyor.

Kimimiz “Hallederiz” diye diye ödediği faizin üstüne bir faiz daha ekliyor.

Kimimiz “Bu ayı atlatayım” derken o aylar birikip koca bir yıl oluyor.

İşin en acı yanı ise şu:

Bu tabloya alışıyoruz.

Alıştıkça da “normali” unutuyoruz.

Oysa biliyoruz ki toplumun ekonomisi bozulunca sadece cepler değil, hayaller de küçülüyor. İnsan önce geleceğini kısar, sonra gülüşünü.

Ama yine de bir yerlerde direnen bir tarafımız var:

“Belki yarın iyi olur” diyen o ince umut…

Bu yazı bir serzeniş değil, bir itiraf aslında.

Hepimiz aynı gemideyiz, su alıyoruz ama birbirimizi görmezden gelmeye çalışıyoruz.

Sahi, ekonomi böyle giderse ne olacak?

Belki de cevap çoktan içimize yerleşti:

Bir gün mutlaka düzelecek… ama o güne kadar biz de ayakta durmayı öğreneceğiz.

Google+ WhatsApp