BİR HİKAYE

BİR HİKAYE


Bir gün aslan, kurt ve tilki avlanmak için dağa çıkmışlardı. Avları yakalayıp birbirinin sırtına yükletmek ve taşımak için yardım edeceklerdi. Üçü birlikte o geniş kırda birçok av tutacaklardı. Aslında erkek bir aslan için kurt ve tilki ile arkadaşlık etmek ayıptı, lâkin aslan onlara ikram olsun diye, kendilerine yoldaşlığı kabul etti.

Hikâyedeki aslandan maksat, hakîkat ve mârifet aslanı olan “veliyy-i kâmil”dir. Kurt ve tilkiden murat ise; hayvanlık sıfatından kurtulamamış sûrî insanlardır. Evliyâullah hazarâtı, bazen böyle hayvan sıfatlı insanlarla beraber bulunurlar. Çünkü Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, “Cemaat, Allâh’ın rahmetine sebeptir.” buyurmuştur. Olur ki, cemaat arasında Allâh’ın sevgili bir kulu bulunur; onun yüzü suyu hürmetine, diğerleri de Allâh’ın lutf u keremine nâil olurlar.

Bu cemaat, aslanın maiyyetinde heybet ü azametle dağa doğru gidince, bir yaban sığırı, bir keçi ve iri bir tavşan avladılar. Avlarını ormana getirdiler. Aslan kurda dedi ki:

“-Ey eski ve tecrübeli kurt! Bu avı aramızda taksim ederek bir adalet göster.

Kurt:

“-Şâhım, yaban sığırı senin payındır. O büyüktür, sen ise iri gövdelisin. Bu, sana lâyıktır. Keçi benim hissemdir ki, orta vücutludur. Ey tilki, sen de tavşanı al.” diyerek taksimâtı yaptı. Fakat bu taksimat aslanı hoşnut etmemişti:

“-Ey kurt! Sen ne dedin? Ben burada iken sen ve ben demeye cesaret ediyorsun hâ!.. Haydi, bana doğru gel!” dedi ve kurdun yaklaşmasıyla ona bir pençe vurması bir oldu. O pençe darbesi kurdu parçaladı. Aslan kükremeye devam etti:

“-Mâdemki beni görmek ve karşımda bulunmak, sana kendini unutturmadı; böyle bir cana, inleyerek ölmek gerektir!”

Ondan sonra aslan, tilkiye dönüp:

“-Şu avları yemek için bir de sen taksim et!” dedi.

Tilki, aslanın önünde yerlere kapandıktan sonra dedi ki:

“-Efendimiz; şu besili sığır, kuşluk yemeğin olsun. Şu keçi öğle yemeğin, tavşan da gece çerezin olsun!”

Aslan, bu taksimattan hoşlanmıştı:

“-Ey tilki, sen böyle bir taksimi kimden öğrendin?” diye sordu. Tilki de:

“-Ey hayvanlar âleminin pâdişâhı! Kurdun hâlinden öğrendim!” cevabını verdi.

Bunun üzerine aslan:

“-Mâdem ki sen bizim aşkımızda fânî oldun ve bu fedakârlığı gösterdin, avların üçünü de al götür.”

“Bir kimse Allâh’ın olur, her şeyini, hatta kendini Allâh’a verirse, Allah da onun olur.”

Tilki o zaman; aslan, avların taksimini kurttan sonra bana emretti diye yüzlerce kere şükretti ve dedi ki:

“-Eğer bunları bana evvelden «taksim et» diye emreyleseydi, aslanın pençesinden canımı kim kurtarabilirdi?”

Google+ WhatsApp