ÖĞRETMENLERE RESEN ATAMA ŞOKU

ÖĞRETMENLERE RESEN ATAMA ŞOKU


 

Öğretmenlerim,

Benim cefakâr, benim hizmetkâr, benim stres yüklü değerlerim...

Hayatları stresle geçen ender mesleklerden bir tanesidir. Üniversite okumak için çoğu başka şehirlerde ailesinden uzakta hasretle, ne sıkıntılarla 4 yılı bitirip mesleğini eline almak için can atarlar. Üniversite bittikten sonra onlar için ders çalışmak bitmez aslında, bitti dedikleri yerde yeniden bir sınava tabi tutulurlar.Ellerinde geleceği olan kitaplarla başlarlar yeniden sınava çalışmaya. Geceler boyu uyumadan çalışırlar çünkü yüreklerinde hep bir korku vardır ya atanamazsam? Ya hayalini düşüncelerimde yaşattığım öğrencilerime kavuşamazsam? Zaman gelir sınava girerler puanlarını alırlar bu kez de beklerler bir müjdeli haber. Kaç bin kişi alacaklar acaba olacak mı diye. Ağızlarında değildir atanayım da yurdumun her köşesinde görev yaparım sözü. Öyle de olur bir kısmı atanır atananlar yurdunun en ücra köşelerine giderler görevini en iyi şekilde yapmak için. Bu kez de o güzel yürekleri bir sevdanın peşine takılır. Hayalleri bir yuva kurmaktır. Yuvar kurup eşlerinin yanına gidip gitmeyeceklerinin kaygısı sarar bu kez hayat iklimlerinde. İlçe emri, il emri diyerek atanır giderler eşlerinin yanına. Yuvasını kurar evladını kucağına alır ki bir haber daha gelir eşinden yavrusundan uzaklara atandığını duyar. Yine kaygılıdır, kimisi  daha yeni doğum yapmış bebeğinin süt hakkını nasıl yerine getireceğini düşünür, kimisi de kurmuş olduğu düzenin alt üst olmasına yıkılır.Ögrencilerine kavusmasi için sabah 6 da evden çıkması gerekir hatta belki daha erken, eve geliş saati yine akşam 6 yı bulacaktır. Ki bu öğretmenlerimizin çoğunun küçük bebeği var.

 Düşünür durur kendi kendine, bebeğinin tam 12 saat kadar annesiz emzirmeden nasıl duracağını. Kime bırakacağını, akşam evde yemek yapma telaşını,e vin temizliğini her şeyi kaygı eder. Aslında bir mutlulukla kurduğu gerçekler yeniden kendini hayallere bırakmıştır. Oysa ne kadar öğretmen dense de onlar da bir anne bir babadır. Değerlerini ne kadar çok bildiğimizi söylesek de aslında hiç bilmediğimiz değerlerdir. Onların istekleri bellidir hem kendi ailesini hem de öğrencilerini muhafaza etmektir. Yükleri çok, yolları dikenlidir. Çocuklarımızın rol modelleridir. İşlerini hep evine taşıyan sabahlara kadar diğer günün hesabını yapan canlardır. Öğrencilerinin dertlerinden kendi dertlerini unutan, öğrencilerine yeri gelince anne yeri gelince baba olan kıymetlerimizdir.

Ne kadar öğretmenler gününde değerleri tavan yapmış gibi görünse de aslında hep yalnız seslerini sadece öğrencilerine duyuran gurur temsili insanlardır.

Gelin bu değerleri üzmeyelim, sonuna kadar haklarını koruyalım ve sahip çıkalım. Unutma sen sahip çıkmazsan kimse çıkmaz.

Kayseri’de geçen haftalarda norm fazlası adına yapılan atamadan sonra uykularını yitiren bir müjdeli haber bekleyen öğretmenlerimizi artık kaygılandırmayalım. Onlar zaten geldikleri bu yolda yeterince üzülmüş, yıpranmış ve kaygılanmışlar bir kaygı tufanı da sırtlarına siz bırakmayın. Devletimiz işleri kolaylaştıran olmalıdır. Aile birliğini düşünerek atadıkları yerlerinden aile birliğini bozarak yeniden başka yerlere göndermeleri yürekleri yakmaktadır. Mazeretleri hafife alınacak gibi değildir. Kimisi sağlık kimisi eş durumudur. Unutmamalıyız ki aile birliği ve sağlık özrünü hiçe sayarak kilometrelerce uzaklığa gönderdiğin bir öğretmenden istediğin verimi alamazsın çünkü aklı hep ailesinde olacaktır.

Kayseri Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğünün değerli yetkilerine sadece şunu sormak istiyorum:

Daha yeni bebeği olan bir anneyi 100 bin km bir yere göndermek doğru mudur?

Bu bebeğin annesinden 12 saat ayrı kalması durumunda  süt hakkı ve bakımı nasıl karşılanacaktır?

Milli Eğitim Bakanlığının aile birliğini koruması için yapılan bu atamanın bozulma amacı nedir?

Kendi bulundukları ilçelerde hiç mi öğretmen açığı yoktu da saatlerce uzak ilçelere atanarak aile birliklerinin bozulması uygun görünmüştür ?

Norm fazlası olan öğretmenlerden neden bazıları resen atanıp bazılarının ataması hiç yapılmamıştır?

Bu atamalarda öğretmenleri hangi durumlara göre ayırıp atamaları yapılmıştır?

Neden şeffaflık sağlanmamıştır?

Bu soruların cevabı gelir mi bilmem ama benim en çok içimi yakan ve kahreden olay ise daha yeni doğan bebekleri bir tarafa bırakıp resmen şehir sınırlarında bulunan yerlere atanmaları oldu. Kıymetli devlet büyüklerimiz dilekçeye bakıp bu duruma hala onay veriyorsa daha ne denilebilir ki?

Rabbim sizinle öğretmenlerim yalnız değilsiniz!

Google+ WhatsApp