BİZ BU HALLERE DÜŞECEK ADAM MIYDIK?

BİZ BU HALLERE DÜŞECEK ADAM MIYDIK?


Son dönemlerde toplum olarak agresif, birbiriyle konuşmayan, empati duygusunu yitiren, tebessümü hem kendisine hem de karşısında bulunan bireye çok gören, sosyal medyanın içerisinde sosyal bir dönüşüme uğrayıp gerçek hayatın lezzetini kaçıran, iyilik duygusunu kötülüğe dönüştüren insanlar olmaya başladık. Ben bu yazdıklarımla duvarın ön yüzüne bakıyorum, arkasında olanlara yürekten saygı duyuyorum. Duvarın ön yüzü yakıştırması ne alâka? Dediğinizi duyar gibiyim. Bu düşüncenizi de bir hikayeyle aydınlatmak isterim. Köyde bulunan halk, kendi köylerine yakın bir bölgede bir duvar görmüşler ve çok merak etmişler. Bir gün haberleşip köyün tüm erkekleri o duvarın yanına gitmişler. Arkasında ne olduğunu da o kadar merak etmişler ki bu merak uykularını kaçırmaya başlamış. Aralarında toplanıp karar vermişler, bu duvarın arkasında ne olduğunu öğrenmek için sırt sırta çıkıp birimizin görmesini sağlayalım, sonrada o bize neler olduğunu anlatsın demişler. Aralarından birini bulup sırt sırta çıkararak duvarın diğer tarafını görmesini sağlamışlar.  Çıkmış ve görmüş duvarın arkasını, dönüp bir de duvarın önünde bekleyen kendi arkadaşlarına bakmış hemen diğer tarafa atlamış. Köylü daha çok meraklanmış. Birisini daha çıkarmışlar o da atlamış, birisini daha çıkarmışlar o da atlamış, köylü o kadar merak etmiş ki en son bir fikir doğmuş akıllarına, birisini çıkaralım ve çaktırmadan ayağını bağlayalım tam atlayacak vakit çekelim demişler. Birisini  çıkarmışlar, çaktırmadan  ayağını bağlamışlar. Köylü çıkmış bakmış ve bakar bakmaz atlamış, aşağıda duranlar boş durur mu hemen çekmişler ve kendi taraflarına düşürmüşler. Karşılarına geçip büyük bir merakla, anlatsana duvarın arkasında neler varda sende çıkar çıkmaz atladın diye sormuşlar. Yukarıya çıkan köylü arkadaşlarına boş gözlerle bakmış ve ababababa diyerek cevap vermeye çalışmış. Kendisinin diğer tarafa geçmesini engellemişler engellemesine ama benliği orda kalmış. Asıl güzelliğin orada olduğunu fark ederek geçen yıllarına yanmış. Ne varmış peki duvarın arkasında? Aşk varmış, insanlığa saygı, sevgi, barış, kardeşlik, dünya da yaşayan tüm canlılara merhamet varmış. Bu duyguları tatmayan insan, insan olabilir mi? Bu duyguları karşı kişiye yansıtmayan insan, adam olabilir mi? Her konuda eskiyi örnek gösterip eleştiri yapıyoruz. Yarınlarda gelecek arıyoruz. Allah aşkına şuan ki yaşantımıza bakarak eskiler mi? yarınlar mı? diyerek soru yöneltsem hangisini tercih edersiniz? Saygı, sevgi, merhamet, muhabbet eskiden nasıldı şimdi nasıl?  Benim çok eskilerden söz etmem hadsizlik olur, onun için 90'lı yılların çocuğu olduğumdan o zamanlardan söylemek istiyorum. Bu zamanda gördüğümüz saygısızlık, güvensizlik kesinlikle o zamanlarda yoktu.  Bakkal amcaya gönül rahatlığıyla evimizin anahtarını bırakıp giderdik. Annelerimiz bizlerin akşamlara kadar sokakta oynamamıza ses çıkarmazdı. Tek uyarısı binanın etrafından ayrılmamız olurdu. Simdi mi? Ne birine güven kaldı, ne de akşamlara kadar sokak oyunları hepsini tükettik. Ev içerisinde annemize, babamıza, eşimize, çocuklarımıza şiddet uygular hale geldik. Dışarıya bir adım attığımızdan itibaren komşumuza selam vermemeye, yüzüne bile bakmamaya, aracımıza bindiğimizde bir korna bastı diye trafikte şiddet uygulamaya, yolda yürürken neden bana baktın diye gözünü bile kırpmadan adam öldürmeye, hayvan barınaklarında bulunan kopeklerimizi vahşice katletmeye başladık.. Bu da bize, bu zamanda insanlığın kaybolmaya doğru gittiğini göstermektedir. Allah aşkına bizlere neler oluyor? Nasıl oldu da bu kadar tahammülsüz olmayı başardık? Ne oldu da insanlığımızı sorgulayacak bu duruma gelebildik? Empati yapmayı unutup, halden anlamayı eski fotoğraflarımızla raflara kaldırdık. Ne oluyor ya da ne oldu da biz bu hale düştük. Kısacası şairinde dediği gibi; Biz Bu Hallere Düşecek Adam mıydık?

Dua ile...

Google+ WhatsApp