MERHAMETSİZ SAĞLIK ÇALISANI

MERHAMETSİZ SAĞLIK ÇALISANI


Sağlık çalışanlarımız bizler için ne kadar önemli ve değerli olduğunu bu pandemi döneminde beynimize kazırcasına bir kez daha anlamış olduk. Hak ettikleri değeri alıyorlar ya da almıyorlar bunu kendileri tabi ki daha iyi bilirler, ben sadece dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla düşüncelerimi harflerle buluşturabilirim. Kesinlikle sağlıkçılara karşı uygulanan sözlü ve temaslı tüm şiddete karşıyım. Bu durum o kadar ağır durumlara gidiyor ki sağlıkçının yemek arasını bekleyen cani insanlar dışarıda bile saldırı düzenleyebiliyor. Bu ve bunun gibi saldırganlara ağır cezalar verilip sağlıkçıların güven duygusunu artırmak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız. Sağlıkçılarımızın hepsi değil amabir kısmının da içerisinde merhamet duygusu kalmadığını belirtmek istiyorum, biraz daha merhamet duygusunu yüreklerine kabul edip karşısında ki kişinin hasta ya da hasta yakını olduğunu, sevdiği insanı zor durumda gördüğü için kaygısının arttığını ve sinirlerinin gergin olduğunu anlaması gerekir. Bu düşünceler içerisin de empati kurarsak emin olun onlarında şiddet duygusunu bastırmış oluruz. Öyle doktor ve hemşirelere şahit oluyoruz ki yazıklar olsun demekten başka bir şey çıkmıyor dilimizden. Gece 00:00 gibi Erciyes Fakültesi Acilinde bir ablamız ağrıdan duramıyorum diyerek ağlıyor doktor bey ağrı kesici yapar mısınız? diyor. Doktor ben yapacağımı yaptım başka bir şey yapamam diyor. Şehir hastanesine gitmelisin sen diyor. Ablamız arabam yok nasıl gideyim diyerek cevap veriyor. Doktor orasını ben bilemem diyor. Sesi yüksek ve küçümser şekilde. Burada empati kurarak hastanın acı çektiğini ve çaresiz durumunu göz önüne koyarak hareket etmesi gerekmez mi? Kayseri Devlet Hastanesi acilinde okulunda rahatsızlanan bir öğretmen yarı baygın şekilde acile getiriliyor ilgilenen bir Allah'ın kulu yok. Öğretmen sedyeye yatırılıyor muayene sırasını bekliyor. Sırası geliyor eşi doktorun yanına gidiyor ve  doktora durumu anlatıyor sedyede bakmasını rica ediyor doktor elini yıkadığı lavabodan öğretmen hanımın yanına gidiyor ve hastamız yürüyerek yanıma gelebilir diyerek yeniden yerine dönüyor. Sonrası eşi resmen eşini omuzlayıp doktorun yanına götürüyor. Oturması gerektiğini söylüyor ve boş sandalyeye bile oturmasına izin verilmiyor hemşireler tarafından. Hiç mi merhametiniz yok ya hu? Bunlar belki de en basitidir. Daha neler neler oluyordur kim bilir. Bu tür sağlık çalışanlarında kendilerini insanlık ve merhametlik duygusuyla geliştirip mesleğinin kutsallığını bu şekilde tamamlaması gerekir. Tüm sorunları tek taraflı görmemek gerekir. Bu tabi ki sağlık çalışanlarımızın içerisinde bulunan, ender merhamet duygusunu hiçe sayan çalışanlar olduğunu biliyoruz. Yoksa ne kadar başarılı, gururla, işlerini severek yaptıklarına özellikle covid döneminde ölümü hiçe sayarak çalıştıklarına şahit olduk. Sağlık çalışanlarının çalışma saatleri, ücretleri hakkında iyileştirme yapılarak akıllarında ki soruların kalkması ve kendilerini tamamen mesleklerine adamaları, Google haritasına girip hangi ülkeye gitsem ne kadara çalışabiliriz düşüncesini kafalarından da kaldırmamız gerekiyor. Tabi ki bir insan kazandığı maddiyatı bahane ederek ülkesini değiştirmek istiyorsa da bir dakika durmadan gitmelidir. Özellikle bu vatan maddiyat düşüncesiyle kesinlikle birleştirilip kalırım ya da giderim denilecek bir ülke değildir. Bu duyguları besleyen hangi meslek grubu olursa olsun, benim vatan toprağım burası çöpünü temizleyeceksem de, toprağına bir tohum ekeceksem de, ekmeğini pişireceksem de, bildiklerimi aktarıp geleceği inşa edeceksem de bu kutsal vatanın evlatlarına ve milletine  yaparım demeyi bilmelidir. 

Google+ WhatsApp