SİYASETTE KAMERAYA OYNAMA SANATI

SİYASETTE KAMERAYA OYNAMA SANATI


Bir siyasetçi, samimi bir sohbet yerine kameralar için poz veriyorsa, bir sorunu gerçekten dinlemek yerine duygusal bir jest sergiliyorsa, o an aslında halkın sorunlarını değil, kendi imajını önemsediğini gösterir. Bu durum, "Ben buradayım, sizin yanınızdayım" mesajı verirken, aslında gizliden gizliye "Benim için önemli olan sizin sorunlarınız değil, sizin bana olan bakışınız" demektir.

​Pazarda esnafla tokalaşırken, bir cenaze töreninde gözyaşı dökerken veya bir okul ziyaretinde çocuklarla şakalaşırken sergilenen her mimik, her jest ve her sözcük, rastgele değildir. Bunlar, danışmanlar tarafından titizlikle planlanmış, halkın duygusal zayıflıklarına hitap eden ve onları manipüle etmeye yönelik hamlelerdir. Bu oyunun amacı, halkın aklına değil, duygularına hitap etmektir. Çünkü akıl, gerçekleri sorgular; duygular ise kolayca yönlendirilebilir.

Kameraya oynamak, bir siyasetçinin halka karşı duyduğu saygısızlığın en açık göstergesidir. Gerçek sorunlarla mücadele etmek, somut çözümler üretmek ve halkın refahını artırmak yerine, kamera önünde iyi görünmeyi esas alan bir siyasetçi, halkın zekasını küçümsediğini ortaya koyar. O, halkı, sadece el çırpan, slogan atan ve kolayca kandırılabilen bir kitle olarak görür. Halkın gerçek dertlerini, kaygılarını ve beklentilerini anlamak yerine, onlara iyi hissettiren bir illüzyon sunmayı tercih eder.

​Bu durum, demokrasinin temellerini de sarsar. Siyasetin özü, halkın temsilcileri aracılığıyla yönetilmesidir. Eğer temsilciler, halkın gerçek ihtiyaçlarına kulak tıkıyor ve sadece kamera önünde "mış gibi" yapıyorlarsa, o zaman temsil işlevi ortadan kalkar. Halk, neye oy verdiğini bilemez hale gelir; çünkü oylanan, somut bir politika değil, kusursuz bir şekilde tasarlanmış bir imajdır.

​Siyasette kameraya oynamak, basit bir halkla ilişkiler stratejisi değildir. Bu, halka karşı sergilenen bir saygısızlık ve aldatmacadır. Halkı dinlemek, anlamak ve onlara hizmet etmek yerine, onların duygularını sömüren bir siyasete yönelmektir. Bu oyuna "dur" demek, ancak seçmenin bilinçli ve sorgulayıcı bir tutum sergilemesiyle mümkündür.

Siyaset sahnesindeki ışıklar sönünce, geriye sadece gerçekler kalır.Ve bu gerçekler, kamera önünde sergilenen oyunun ne kadar boş olduğunu bize acı bir şekilde gösterir.Kimse bu halkı cepte keklik görmesin. Bu halk kendisine yanaşan kişinin ne olduğunu,  gölgesinden tanır. Bu anlattıklarım siyasetin bir yüzü, diğer yüzü ise bunun tam tersidir. Halkın derdiyle dertlenen, sıkıntısıyla uykusunu bölen, bir talebi olduğunda onu yerine getirmek için elinden geleni yapan, tüm siyasetçi büyüklerime selam ederken, bunları görmezden gelenlere ise sitemlerimi iletirim. Tabi ki, bunları yapan herkesin aynı duyguyu taşıdığını söylemek mümkün değildir. Ama şunu da unutmayalım ki davranışlar yapmacık yapılır, duygular değil.

Google+ WhatsApp