18 AYDA GELMEYEN CEVAP

18 AYDA GELMEYEN CEVAP


Hac dönüşü gördüğüm bazı aksaklıkları dile getiren raporumu ilgili yerlere yazmıştım. Asıl muhatabım olan ve diğer makamlarca yazımın havale edildiği Diyanet’ten maalesef bir cevap alamadım. Raporumdan bazı bölümleri bu yazıma alıyorum. Takdiri sizlere bırakıyorum:

“ Her şey olmuş bitmiş, bir daha mı hacca gideceksin, düzelse sana ne yararı olur diye düşünülebilir. Ancak orada da gördüğüm ülkemin bir ayrıcalığı var. Bizim ülkemiz hesap sorulabilen bir ülkedir. Bunun hiçbir istisnası da yoktur.

1-Servis konusu:

Biz Şişe 2 adı verilen bir yerde kaldık. Otel bizimle hizmete girdi. Mekarim Oteli. Kâbe’ye gidiş gelişlerimiz hep sorun oldu. Servis otobüsleri bir saat zaman zaman daha fazla süre aralıklarla geliyordu. Üstelik o araçlar bizi aktarma bölgesine götürüyorlardı. Hemen karşımızda Türsab oteli vardı. Üç dakikada bir servis geliyor. Üstelik direk Kâbe’ye götürüyordu. Çoğu zaman bu otobüslere bindik. İndirildiğimiz ve alınmadığımız da oldu. Bütün çabalarımıza rağmen Diyanet servislerinin durumu değişmedi. Ancak son hafta tüm hacılar gidince doğrudan Kâbe’ye götüren servis konuldu. İbadetle geçirebileceğimiz zamanlarımız yollarda heba oldu. Stres yaşadık. Başta Diyanet İşleri Başkanı olmak üzere tüm görevlilere hakkımızı helal etmeyeceğimizi ifade ettik.

2-Otel konusu:

Otel yeni yapılmıştı. Hiçbir penceresi dışarı açılmıyordu. Havalandırma ancak klima ile idi. Hepimiz hasta olduk. Otel görevlileri lise öğrencileri idi. Okullar açılınca onlar da gitti. Otelin geç tutulduğu söylendi. Servislerin de bundan dolayı oteli bilmedikleri, planlamada dikkatten kaçtığı söylendi. Türkiye hacılarının yüzde altmışını götüren Diyanetin otel bulamayışı akılla yorumlanabilecek bir durum değil. Ancak bir ihmal ya da vurdumduymazlık ile açıklanabilir.

3-Yemek konusu:

Medine’de kaldığımız sürede yemeklerden çok memnunduk. Ancak Mekke’de yemekler bir şirketten alınıyordu.”Hüdhüd” adlı bir yemek şirketi yemekleri temin ediyordu. Yemekler hastane yemeklerinden bile beterdi. Kendi ücretini ödediğimiz yemeklerle bize zulüm edildi. Bütün şikâyetlerimiz duvara söylenmiş gibi boşa gitti. Yemek yetkilileri diyanet görevlilerinin yemeklerin böyle olmasını istediklerini söylüyorlardı.

4-Görevliler: Görevliler konusunda birkaç ana başlık altında değerlendirme yapılabilir.

A-Bürokrasi: Sorunları çözümü bürokrasiye takılıyordu. Yukarıya sorun götürmek bir daha gelememek anlamına geldiği için şikâyetler iletilmiyordu.

B-Profesyonellik: Tüm çalışanlar amatördüler. Trafik görevlileri bile. Oysa hizmet satın alınabilirdi. Daha fazla diyanet görevlisi götürmek adına yemekleri bile Kur’an Kursu hocaları dağıtıyorlardı.

C-Samimiyet: Görevlilerin büyük bölümü ücret karşılığı geldikleri için, çok azı samimi bir hizmet yarışında idi. Oysa serbest bırakılsa hiç ücret talep etmeden daha istekli ve samimi hizmet yapabilecek kişiler bulunabilir.

D-Hiyerarşi: Görevlilerin seçiminde ehliyet yerine makam mevki gözetilmişti. Mevki sahipleri defalarca geldikleri için de heyecansız ve isteksiz idiler.

Netice:

Diyanet ya bu işi bırakmalı, sadece denetim görevi yapmalı, ya da çok iyi denetlenmeli. Bu bürokratik yapı içinde kendi iç denetimini yapmasını beklemiyorum. Çok büyük paraların döndüğü bir piyasadan söz ediyoruz. Otel kiralanmasından, yemek işine her türlü yolsuzluk ve usulsüzlük ihtimali mevcuttur. Hac, Diyanet görevlileri için bir rant haline gelmiş görülmektedir. Görevlilerin ne kadar ücret aldıklarını bilmiyorum. Ancak bunun bir yarışa dönüştüğünü, makam ve mevki sahiplerinin ise kolayca görevlendirildikleri görülmektedir.

Google+ WhatsApp