
MAHALLE BASKISI NEREDE?
Kayseri’de Ramazan nasıl yaşanıyor? Bu soruyu niçin soruyorum? Hayrettin Karaman Hocanın yazdığı bir yazıyı ele alarak yazılarına “getto” başlığı atan bilinen yazarlardan dolayı yazıyorum. Kayseri muhafazakâr kimliği ile biliniyor.”Getto” yazarları Kayseri’ye gelirlerse ne ile karşılaşırlar?
Bütün lokantalar kapalı.Sokaklarda bir kişi bile sigara içmiyor. Ellerinde yiyeceklerle dolaşan kimse yok. Böyle bir durum mu var? Yoksa neredeyse bütün lokantalar açık. Gençler Hunat camisinin yanındaki ağaç gölgesine uzanmış, kızlı erkekli oynaşıp, yiyip içerek vakit geçiriyorlar. Sokaklarda oruç tutulduğunu gösteren bir iz bulunmuyor. Hangisi doğru? Hangisi doğru derken yaşananın hangisi olduğunu kast ediyorum. Hangisinin gerekli olduğunu sormuyorum. Bundan on yıl önce birinci tarifi yaşanır görüyorduk. Şimdi ikincisini görüyoruz. On yıl önce laik iktidarlar vardı. Şimdi AKP iktidarı var. Karaman hocanın ifadesiyle “hoşgörü” mü arttı,”tahammül”mü? Kayseri’nin yaşadığına ne isim vereceğiz.”Getto” mu diyeceğiz? Bu değişimi hangi süslü sözlerle ifade edeceğiz?
Karaman Hoca, dinin gereğini söylüyor. Rejimin şu veya bu olması, zamanın değişmesi bu gereği değiştirmez. Yine de hadi dini gerekliliği bir tarafa bırakalım. İnsani olarak olaya bakalım. Her insanın yaşam tarzı, hayat anlayışı kendisi açısından önemlidir ve hakkıdır. Bu hakka başka insanların saygı duyması insan haklarının bir sonucudur. Bu alana bir dış müdahale insan haklarına aykırıdır. Bir kişinin yaşam tarzı başkalarının yaşamına müdahale eder şekilde gelişirse, müdahaleye maruz kalan kişinin kendi yaşam tarzını koruma hakkı vardır. Bunu o devletin hukukunun yapması gerekir. Kişinin kendini koruma hakkı da bu hukukun içinde bir hak olarak mevcuttur.
Türkiye’de fuhuş suç olmamakla beraber, laik olsun olmasın bir apartmanda yaşayan insanların arasında bir evde böyle bir tercih içinde olan olursa, bu onun hayatıdır denilip geçilmekte midir? Yoksa aileyi, çocukları koruma gibi nedenlerle kendi yaşam tarzına müdahale olarak görülüp, karşı mı çıkılıyor?”Getto” başlığı atanlar fuhuş yapılan bir ev komşusu isterler mi? Hukuk bir şey yapmazsa, kişi kendini korumak için kendi evini bırakıp başka bir eve taşınarak bile olsa buna karşı kişisel bir tedbir alabilir. Ya da o kişinin oradan ayrılması için çaba gösterebilir. Nitekim böyle de olmaktadır.
Bu yapılanın din diliyle söylenmesini, bir kısım insanları kışkırtmak için “endişeli laikleri” kışkırtmak için bir fırsat olarak görüp kalem oynatanların gerçek hesap ve niyetleri bu toplum tarafından bilinmektedir.
Bu toplumun laik diye nitelenen kesimleri de “Müslüman”dır ve İslam’ın kurallarına uyma gayreti içindedir. Müslümanlar arasında bu kurallara az veya çok uyma farklılığı vardır. Yine insani olarak baktığımızda oruç tutan insanlara tutmayanların saygılı davranmaları da dindarlığın değil, insan olmanın gereğidir. Oruç tutmayan birinin tutan kişinin yüzüne sigarasını üflemesi insanlık dışı bir davranıştır. Buna karşı oruç tutan kişinin bu kişiden uzak kalması da kişisel olarak kendi yaşam tarzını koruma gereğidir.
Mahalle baskısı kavramı, mahallenin dışındaki kişilerin olmasını bekledikleri ve ayrışmayı körükleyen bir tabir olarak dikkat çekmektedir. Toplumun kendisinde böyle bir durum hissedilmemektedir. Kalabalığa karışmış, kendilerini kalabalık içinde kamufle etmiş, bu toplumun değerlerine düşman kesimlerin deşifre olma korkuları denirse bu anlaşılabilir. Toplum birbirini anlamakta, tahammül etmektedir. İnanmayan Kayseri’ye gelsin.