İYİ ŞEYLER

İYİ ŞEYLER


Dünya kötülüklerle dolu değil. İyi şeyler de oluyor. İyi ki, iyilik üzere birleşmiş olan iyi insanlar var. Yapılanların doğrudan içinde olmasak bile, iyi olan insani yanımız, yapılan iyilikleri duydukça haz alıyor, kendisi de bunun içindeymiş gibi rahatlıyor, seviniyor. Dinimizdeki farz-ı kifaye görevi zannederim bunu çok güzel açıklıyor. İçimizden birileri bu vazifeyi yapınca diğerleri o vazifeden muaf oluyorlar, sorumlulukları düşüyor. Aynı şey kötülükler için de geçerli değil mi? Yapılan bir kötülük olduğunda içinde biz olmasak bile, içimizdeki insani duygularımız harekete geçip, bizi de sorumlu tutmuyor mu? Üzülmüyor muyuz?

Bugün iyi şeylerden bahsedeceğim için kötülükler uzak kalsın, diyerek konuya girmek istiyorum.

Kayseri’mizde Kayseri İHH, Kayseri İnsani Yardım Derneğimiz var. Uluslararası bir vakıf olan İHH ile de ortak çalışmalar yapıyorlar. Gelip geçerken afişlerine, çalışmalarına, broşürlerine, kumbaralarına, kermeslerine rast geldiniz mi bilmiyorum. Daha çok hanımlardan oluşan gönüllüleri ile dur durak bilmeden çalışıyorlar.

Özellikle yetim çalışmaları bizleri duygulandırıyor. Şehrimizin her köşesinde ihtiyaç sahibi yetimlerle buluşuyor, onların mahzun gönüllerine dokunuyorlar. Ülkemizin başka yerlerindeki yetimleri unutmuyor, onlara yalnız olmadıklarını hissettiriyorlar. Adını bilmediğimiz ülkelere ulaşıyor, yardım yapıyorlar.

Çok kısa bir zaman önce Bilge köyünün yetimlerine ulaşmışlar.83 yetim çocuğu giydirip sevindirmişler. Onlardan birisi ilginç bir anı anlattı. Çocukları mağazaya götürmüşler, dilediklerini almalarını söylemişler. Çocuklar sevinçle seçmişler giyeceklerini. Kayseri’den katılanlar da bir anne baba titizliği ile üzerlerine giydiklerini düzeltiyor, oldu mu yakıştı mı diye kontrol ediyorlarmış. İçlerinden biri elbisenin etiketini koparıvermiş. İşte o zaman kıyamet kopmuş. Çocuk ağlamaya başlamış. Ne deseler ikna edememişler. Sonunda çareyi aynı elbisenin etiketlisi ile değiştirmekte bulmuşlar. Çocuk ancak o zaman razı olmuş.

Çocuk niye böyle yapmış anlayamamışlar. Zaten kendi ülkemizin çocukları ile Kürtçe ve Türkçe anlaşmakta zorluk çektikleri için niçin böyle yaptığını da sormamışlar, soramamışlar.

Kim bilir, o yetimler başkalarının eskisi olmayan yes yeni bir elbise giymenin mutluluğunu yaşamak istediler. Etiketleri üzerinde, bak benim yeni elbisem diyerek yürümek istediler.

Biliyor musunuz bu sevincin bu güzelliğin, bu iyiliğin maliyeti de on bin lirayı geçmemiş. Küçük ama iyi şeyler, karşılığı rakamlarla ifade edilemeyecek güzellik ve sevap olarak gözükmüyor mu?

Bir başka ekip kalkıp Kayseri’den Afrika’nın adını söylediler de unuttum, bir ülkesine gitmişler. Yetimi olan 50 aileye 100 adet keçi alıp, teslim etmişler, dönüp gelmişler. Bizim için önemsiz gibi gözüken bir yardım. Hatta para olarak düşündüğümüzde iki keçi kaç para eder ki? Ama o insanlar için ne kadar önemli, ne kadar hayati, bunu onlar biliyorlar. Onlar hayata dokunuyorlar. Onlar balık tutmayı öğretiyorlar. Onlar yaşamaları için susamış gönüllere bir yudum su ile gidiyorlar. Bir keçi belki, hayata tutunmak isteyen birisi için bir yudum su kadar ihtiyaç. Onlar bunu götürüyorlar.

Dilleri başka, renkleri başka, ama insanlar. Bütün bu yapılanlar içimizdeki insanın iyilik damarlarını genişletiyor. Ruhumuza rahatlatan tınılarla vuruyor. İnsan olduğumuzu hatırlatıyor.

İyi ki, iyi şeyler de oluyor.

Google+ WhatsApp