
ÖZGÜR SANAT MI?
İstanbul Şehir Tiyatrolarında yapılan bir yönetmelik değişikliği dolayısıyla başlatılan tartışma, değişik kulvarlarda devam ediyor. Benim görüşlerimi biraz dereden tepeden gibi bulabilirsiniz.
1.Devletin veya Belediyenin maaş verdiği bir sanatçılar topluluğunun özgür bir sanattan söz etmeleri ne kadar gerçekçidir?
2.Belediye 1994’ten beri aynı düşüncede insanların yönetiminde olduğu halde, o tiyatroda ilaç için bile olsa, kendi düşüncelerinden bir tek sanatçının bulunmamasını nasıl anlamalıyız?
3.Devlet ödenekli sanatların, aynı zamanda devlet yönlendirmeli ve toplumu belli bir ideolojiye göre şekillendiren muhtevada sanat yapmaları garip değil mi?
4.Belediyeler, kalka en yakın devlet kurumları. Bu nedenle de yatırımları ve yaptıkları işler halka daha yakın. İş sanata geldiğinde neden halkı memnun etmek yerine bürokrasiyi ve seçkinleri memnun edecek faaliyetler yapılıyor?
5.Rakamlar da yanılıyor olabilirim. İstanbul şehir tiyatrolarında 250 kadrolu sanatçı var. Bunların kullandıkları kaynak da 200 milyon lira. Siz olsanız böyle bir imkânı bırakmak ister misiniz?
6.Kayseri’de bu alan için ayrılan mütevazi rakam yanılmıyorsam 10 milyon lira. Siz bu işin başındaki bürokrat olsanız, bunu başkalarıyla paylaşmayı ister misiniz?
7.Tiyatro sanatçıları bürokratik değil, demokratik olunmasını istiyorlar. Demokratik olan halkın seçtiği ve sandıkta hesap sorduğu Belediye Başkanı değil mi? Asıl tiyatro yönetimi bürokratik ve halkın hesap soramadığı bir yapıda değil mi?
8.Nazım Hikmet ve Necip Fazıl arasında bir tercih yapmanın sanatçı kişilik ile ne alakası var? Bu ideolojik bir tercih değil mi?
9.Yıllardan beri tek yönlü ve faşistçe bir yapılanma ile sürdürülen faaliyetlerin tek tip olduğunu ve çeşitliliğin gerekliliğini ifade etmek, sanattan anlamamak mı oluyor?
10.Toplumdan belli nedenlerle oy alarak iktidara gelenler, kendilerinin kişiliklerini dokuyan değerler doğrultusunda sanat yapanları desteklemek ve gelişmelerini sağlamak konusunda daha ne kadar bekleyecekler?
Başta da söylediğim gibi yukarıdaki saydığım maddeleri dereden tepeden bulabilirsiniz. Sanat, masraflı bir iştir. İnsanlar kendi imkânlarıyla ancak bir yere kadar bunu yapabilirler. Bu nedenle de ya iş adamlarının, ya da devletin katkısı gerekir. Geçmişten günümüze bu hep böyle olmuştur.
Önemli olan bunun ölçülerinin objektif kriterlere göre olmasıdır. Devletin doğrudan sanat yapması ise asla değildir. Belediyeler, temizlik ve ulaşım gibi alanlar da bile özel sektörden hizmet almayı tercih ederken sanatı kendilerinin yapması bir çelişkidir.
Tiyatro konusunda yapılacak olan da bu olmalıdır. Özel tiyatrolar teşvik edilip desteklenmelidir. Belediyeler de bütçelerini özelleri desteklemeye yönelik yapmalıdır. Böylece sanatta çeşitlilik de sağlanmış olacak, var olan faşist ve baskıcı yapılanma, devlet imkânların kullanarak bu yöndeki baskılarına ve kadrolaşmasına devam edemeyecektir. Demokratik olan da bu olacaktır.