AYGÜN’ÜN KAÇIRILMASI

AYGÜN’ÜN KAÇIRILMASI


CHP milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması, çok geniş kitleleri dalgalandıran bir eylem olmasa da önemli bir olay. Umarım bu yazım yayımlandığında milletvekili serbest kalır. Milletvekilinin serbest bırakılması ve bu olayın birkaç günlük tartışma konusu olup unutulması, olayın değerlendirilmesini ve tarihe not edilmesini gereksiz kılmaz.

Medya ve siyasi çevrelerde bu kaçırılma olayı birkaç nedenle izah edildi. En uç değerlendirme, bunun bir danışıklı dövüş olduğu idi. Milletvekilinin alevi ve Kürt olması nedeniyle PKK ile görüş bakımından en uyumlu kesimi temsil ettiği düşüncesinden hareketle böyle yorumlar yapıldı. Geniş kitleler açık etmeseler de sırf bu nedenle olaya soğuk kaldılar.

Diğer bir değerlendirme ise PKK’nın bölgedeki BDP’nin rakiplerini tehdit ve korkutma ile kendi uzantısı olan siyasi partiye alan açma girişimi olarak görülmesiydi. Tunceli’de CHP’ye diğer bölge illerinde de AK Partiye karşı benzer eylemler yaptığı biliniyordu.

Bir başka görüşe göre de, PKK kendisini devlet gibi lanse etmeye çalışıyordu. Gözaltına alma, sorgulama gibi devleti çağrıştıran söylemleriyle burada devlet biziz demeye getiriyordu.

Bir de olay üzerine siyasi duruşları not etmemiz gerekir. CHP, yeni yönetimi ve yeni olduğu söylenene vitrin ve söylemiyle böyle bir olay karşısında ilginç bir tutum aldı. Sözcüler, olayı kınayacaklarına, hükümeti kınamayı tercih ettiler. Hükümeti kınayalım derken de terör örgütünü ve eylemlerini büyük göstermekten çekinmediler. Böylece örgütün söyleyemediği sözleri onlar söylemiş oldular.

BDP ise kendine yakışan bir tutum sergiledi. PKK ağzıyla milletvekilinin “alı konulmasını” kınadı ve üzgün olduğunu söyledi. Ortada açıkça bir adam kaçırma haydutluğu varken eylemi örgütün ağzıyla masumlaştıran bir ifade kullandı. Örgütle aralarındaki yakınlığa rağmen derhal bırakılsın gibi bir ifade kullanmak yerine herkes gibi bırakılması temennisini dile getirdi.

AK Parti ve MHP olayı gerçek bir terör eylemi olarak gördüler ve bu doğrultuda değerlendirmeler yaptılar.

PKK’nın daha kuruluşundan itibaren dayandığı Alevi-Kürt tabanı bu kaçırma olayını nasıl değerlendirecek, zaman içinde anlayacağız. Ancak sırf bu kaçırma olayının örgütün zemin kaybetmesine bir karşılı olması da mümkündür. Geçen seçimlerde örgütün uzantısı parti büyük bir seçim yenilgisi almıştır. Ancak, öfkenin nedeni sade bu yenilgiyle izah edilemez. Örgüt bu tabandan militan bulma konusunda da sıkıntı yaşamaktadır. Bütün tehditlerine ve eylemlerine rağmen en sağlam ve garanti gördüğü tabanını kaybetmektedir.

Bu kaçırma olayının net olarak anlaşılıp açıklanabilmesi için daha fazla bilgiye ve zamana ihtiyacımız olduğu bir gerçektir.Milletvekili serbest bırakılırken örgüt ne talep edecektir? Nasıl ve hangi şartlarda serbest bırakılacaktır? Bu geçen zaman içinde bölge halkı nasıl bir tavır sergileyecektir? Örgütün hareket alanı daralacak mıdır? Halk örgüte karşı bir tutum alarak güvenlik güçlerine haber akışı sağlayacak mıdır? Milletvekili serbest olduğunda tavrı ne olacaktır? Milletvekilinin tavır ve açıklamalarından, tehdidin boyutları ve içeriği konusunda bir fikir edinebilecek miyiz?

Bu soruların cevapları da ancak zamanı geldiğinde alınacak ve yorumlanacaktır.

Google+ WhatsApp