KAYSERİ TİCARET ODASI NİÇİN TOPLANAMADI?
Kayseri Ticaret Odası tarihinde ilk defa çoğunluk sağlanamadığı için toplanamadı. Gazetecilerin mikrofon uzattıkları yetkililer, meclis üyelerinin toplantıya katılmadıklarını ve niçin katılmadıklarını da bilmediklerini söylediler. Hatta işi biraz daha ileri götürüp, tek tek arayarak niçin katılmadıklarını soracaklarını ifade ettiler.
Ne kadar belli edilmemeye çalışılsa da bunun planlı bir katılmama olduğu gizlenemiyor. Bilindiği gibi Kayseri Ticaret Odası Başkanı Hasan Ali Kilci,26 Ekim 2011 tarihinden beri, şeker soruşturması nedeniyle tutuklu bulunuyor. Ticaret odası tüzüğünde şöyle bir ifade var:
“Şube organlarında görevli üyeler, özürlü veya özürsüz olarak altı ay içinde yapılan toplantıların yarısından bir fazlasına katılmamaları halinde üyelikten çekilmiş sayılırlar. Bu hüküm, kendi organlarınca başka bir yerde görevlendirilen üyeler hakkında uygulanmaz.”
Kilci, yaklaşık üç aydır, yapılan toplantılara tutuklu olduğu için katılamıyor. Bu da altı aylık süredeki toplantıların yarısına tekabül ediyor. Bundan sonra yapılacak bir toplantıya daha katılmaması halinde tüzük gereği başkanlıktan ve üyelikten çekilmiş sayılacak.
Oda yönetimi, bu süreyi uzatmak ve Başkan Kilci’nin tahliyesini umarak Onun başkanlığını sürdürmek istiyor. Her halükarda Başkanlarına sahip çıkıyorlar ve bunu da gizlemiyorlar. Yola Onunla devam etmek istiyorlar.
Ancak aynı tüzüğün ilgili maddesinin devamında şunlar yazılı:
“Toplantı yeter sayısına ulaşılamaması nedeniyle olağan toplantıların üst üste üç kez gerçekleşememesi halinde, bu üç toplantıya gelmeyenlerin üyeliği kendiliğinden sona erer ve yerlerine yedek üye çağrılır.”
Herhalde bu da bir şekilde aşılabilir. Üyeler dönüşümlü olarak toplantıya katılmadıklarında, her bir üye üç toplantıya katılmamış duruma düşmeyecektir. Ya da üyeler Başkanları için kendi üyeliklerinin sona ermesini kabullenmiş olacaklardır.
Başkaları söylemeden ben kendim itiraf edeyim. Bir toplantının çoğunluk sağlanamaması nedeniyle yapılamaması bana bu senaryoyu yazdırdı. İşin gerçeğini bilmemin imkânı yok. Toplantıya katılmayanların her birinin haklı ve geçerli, bu senaryoya hiç uymayan, nedenleri bulunabilir.
Başkaları da beni mazur görsünler, Oda tarihinde hiç olmamış bir hadise yaşanmışsa, olağan nedenler aramak mantıklı olmaz. Hele Başkan Kilci’nin başkanlığının düşeceği konuşulurken böyle bir olay olmuşsa, kimse bana niye böyle yazdın diyemez.
Bundan sonra gerçekleşecek olağan toplantılarda çoğunluk sağlanıp sağlanamayacağına da bakacağız. Aynı minval üzere çoğunluk sağlanamamaya devam edilirse, o zaman tüzüğün amir hükmüne karşı hile-i şeriyye yapıldığı tezimiz iyice doğrulanmış olacaktır.
Bunca yıldır birlikte hareket etmiş bir ekibin böyle bir yola başvurması, Başkanlarının hukukunu gözetmesi, ahde vefa açısından bakıldığında da olumlu bir tavır olarak nitelenebilir