SÜTE DEVAM MI?

SÜTE DEVAM MI?


Çarşamba günü okullarda süt dağıtımının ilk günü idi. Öğleye yakın saatlerde Sivas’taydım. Şehrin her tarafından ambulans sesleri geliyordu. Birine de ben yol verdim. Neden olduğunu bilmiyordum, ama bir anormallik olduğunu anlamıştım. Kızımın evine gittim. Torunum okuldan gelecekti. Ona sürpriz yapmış olacaktım. Geleceğimi bilmiyordu. Az sonra ağabeyiyle birlikte geldiler. Kapıda ağabeyi,”Talha sütü içtin mi?” diye sordu. O da “içecektim, öğretmenim içmeyin dedi, ben de içmedim, ama tadına baktım” diye karşılık verdi. O zaman ambulansların nedenini anladım. Okullarda çocuklar sütten zehirlenmişler ve hastanelik olmuşlardı.

Süt, çocuklar için çok önemli. Süt tüketiminin artırılması da bu anlamda çok gerekli. Toplum olarak az süt tüketiyor da olabiliriz. Hükümet süt dağıtımını üç nedenle yapmış olabilir.

1.Süt tüketimini çoğaltmak, bu yolla sağlıklı nesiller yetiştirmek Dünya sağlık Örgütünün yaptığı bir çalışmaya göre, “ En çok hastalanan öğrenciler de Türkiye’den çıkıyor. 11 yaşındaki kızların yüzde 65’i erkeklerin ise yüzde 56’sı haftada birden fazla sağlık şikâyetinde bulunuyor. Bu oranlar 13 ve 15 yaşlarındaki öğrencilerde de yüzde 73 oranında seyrediyor. “

2.Hayvancılığı teşvik etmek. Sütün sudan bile ucuz olduğu düşünülüyor.

3.Hükümetin, şu kadar öğrenciye şu kadar süt verdik diye bir siyasi malzemeye sahip olması.

Biz çocukken de süt tozu verilirdi. O zaman toplumumuz çok fakirdi. Bugün beslenme konusunda geri olduğumuzu düşünmüyorum. Toplumun süt tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi anlamında da başka yöntemlerin bulunabileceğini düşünüyorum. Gelişmiş toplumlarda böyle bir uygulamanın olup olmadığını da merak ediyorum. Hayvancılığın teşviki konusunda da başka yöntemler bulunabilir. Sanki bu süt dağıtımı yukarıda saydığım nedenlerden üçüncüsüne daha yakın geliyor. Bu nedenle de ilk günden sos verdi.

Gerçi, Bilim adamları süt tüketiminde bu tür rahatsızlıkların olabileceğini, korkulmaması gerektiğini söylediler. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Hamamcı, okul sütünden zehirlenme iddialarına ilişkin, ''Aslında bu olay zehirlenme değil, laktozun sindirilememesinden dolayı oluşan bir rahatsızlık'' dedi. Bu tür rahatsızlıkların 10 yaşlarındaki çocuklarda görülebileceğini kaydetti. Hamamcı, çocuklara sütü, bisküvi ve benzeri yiyeceklerle birlikte tüketmeleri tavsiyesinde bulundu.

Ankara Üniversitesi Süt Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Sezgin, UHT sütlerin uzun ömürlü sütler olduğunu kaydederek, bu tür sütlerin içinde hiçbir mikro organizma kalmadığı için zehirlenmelere neden olmayacağını söyledi. Ancak Sivas’ta yaşananlar bu açıklamaları doğrulamıyor. Zaten Sivas Valisinin açıklamaları da bu doğrultuda. Diğer illerde yaşananlar zehirlenme olmayabilir. Sivas’ta altı yüz öğrencinin aynı durumu yaşamaları bununla açıklanamaz.

Daha ilk günden toplumda dağıtılan süte karşı psikolojik bir endişe oluşmuş durumda. Anneler büyük bir ihtimalle verilen sütü içmemeleri yönünde çocuklarına tavsiyede bulunacaklardır. Bu işten elde edilmesi düşünülen verim yarı yarıya azalacağı gibi, bir süt israfı da söz konusu olacaktır. Bu aynı zamanda bir kaynak israfı olacaktır.

Bu tür sosyal projelerin daha ayrıntılı ve iyi bir çalışma ile başlatılması gerekir. Proje uygulayıcılarının, projenin küçük bir noktasındaki ihmali bile, projeye büyük zarar verebilir.

Mevcut durumun izalesi ve telafisi için, çok sıkı bir çalışma yapılması lazımdır. Yetkililerce yapılan açıklamalar telafi edici değil, endişeyi artırıcıdır.

Neyse ki benim torunum, sütü çok sever. Süt tüketmeye de devam edecektir.

Google+ WhatsApp