
ŞİKE DEPREMİNİ YAPISAL REFORMA DÖNÜŞTÜRMEK
Türkiye şike depremi ve soruşturması ile sarsıldı. Hemen hemen herkesin futbol uzmanı olduğu ülkemizde, medyaya yansıyanın kat kat fazlası yorumlar, kamuoyunda yapılıyor. Şike iddiasının merkezinde Fenerbahçe var. Futbol dünyasında zaten var olan Fenerliler ve karşıtları bölünmüşlüğü yorumlara da yansıyor. Diğer kulüplerin mensupları Fenerbahçe’ye yükleniyor, Fenerliler de diğerlerine. Eğer hükmü kamuoyu verecek olsa Fener baştan kaybetmiş olacak. İş senin şikecin kötü, benimki iyi noktasına gelirse, sonuç alınamadan konu kapanır, gider.
Oysa futbolun tüm bileşenlerinde sorunlar var. Öncelikle finansmanı problem. O kadar çok para dönüyor ki, tüm kara para aklamaları için ideal bir zemin oluşturuyor. Buna göre oluşmuş bir menajerlik sistemi var. Futbolcuların ilan edilen fiyatların çok altında paralar aldıkları, aradaki miktarın para aklanmada kullanıldığı iddia edilmektedir. Ayrıca bahis ve kumar oyunları ki, tüm dünyanın yapısal sorunudur, sporu spor olmaktan çıkarıyor, kumara dönüştürüyor. Bu alanda dönen para miktarları da dudak uçuklatıyor. Böyle bir alana yeraltı dünyasının el atmaması ise neredeyse imkânsız görünüyor.
Antrenörlere bakıyorsunuz, sek sek oynar gibi takım değiştiriyorlar. Takımların oyuncu tercihlerinde, sanki var olduğu düşünülen bir antrenörler kastı önemli rol oynuyor. Son zamanlarda başarıları ile dikkat çeken yeni jenerasyonu bu kastın dışında görmek gerek. Aralıklarla gelen başarılarda da bu aykırı çıkışlar yapan yenilerin ve onların futbola kazandırdıklarının etkisini söyleyebiliriz.
Hakemlerimiz bir türlü çizginin üzerine çıkamıyorlar. Bu büyük futbol endüstrisi hakem yetiştiremiyor. Ya da onların da mevcut bir kast sistemleri var.
Spor yazarları kalemlerini baştan kulüplere kiralamışlar. Onlar da sistemden pay alanlar listesinde olmayı tercih etmişler.
Gencecik futbolcular özellikle İstanbul gecelerinin karanlık köşelerinde kaybolurken, basın spordan çok magazin koklamayı tercih etmektedir. Hem yükseltip, hem de çukura iterken pay almaya devam etmektedir.
Futbol seyircisi, futbol seyretmeye mi, küfürler yağdırmaya mı, kavga etmeye mi gitmektedir. Taraftarlar, bu işi bir savaş gibi görmektedir. Rakibe zarar vermek, şiddet en belirgin özellik olarak ortaya çıkmaktadır.
Futbolun tüm bileşenlerinde bir seviye düşüklüğü görülmektedir. Bütün bunları şike operasyonları çözemez. Hukuk, yapısal reformla ilgilenmez. Var olan yanlışları cezalandırır, caydırıcı kararlar verir. Bataklık orada dururken, sivrisineklerle mücadele nasıl sonuç getirmez ise, birilerinin ağır cezalar alması da sorunları çözmez.
Ne yazık bizim genel yanlışlığımız burada da ortaya çıkıyor. Hukukun sorunlarımızı çözeceğini zannediyoruz. Oysa sorunları çözecek olan siyasettir. Sorunlu alanları sil baştan yapmak, siyasetin gücü ile mümkündür. Şike operasyonu buna vesile olmalı, hukuk işlerken bir taraftan da yapısal reformlar ele alınmalıdır.