
ÇATISIZ EĞİTİM
Ahmet İlhan
Eğitimde getirilmeye çalışılan yeni model tartışılıyor.Eğitimin zorunlu olma süresinin 12 yıla çıkarılması tartışılmıyor.Kesintili olması tartışılyor.Oysa asıl tartışılması gereken topluma dayatılan zorunluluk olmalı değil mi?Çağdaş ülkelerde eğitim süresi şu kadar denilince akar sular duruyor.Konu tartışma dışı kalıyor.
Yeni modelin esnek bir yapıya sahip olması ve vatandaşa daha fazla seçenek sunuyor olması,eleştirilmek yerine teşvik edilmesi gereken bir değişiklik.
Yeni modelde ilk dörtten sonra getirilmeye çalışılan modelde,bir bakıma farklı seçeneklere imkan getiriliyor.Dünyada son zamanlarda daha fazla ilgi görmeye başlayan çatısız eğitim ya da evde eğitim yönünde bir fırsat doğuruyor.
Karşı çıkanlar da tam da bu kısma karşı olduklarını söylüyorlar.Kızlar okula gitmezmiş,erken evlenirlermiş,din eğitimine kayma olurmuş.Belki başka sebepler de bulunabilir.
Gazeteci Gülay Göktürk bu konuyla ilgili yazdığı 10 Kasım 2010 tarihli yazıda şu noktalara dikkat çekiyor: "Evde eğitim" başlığına bakıp, bütün dünyada tek tip bir sisteminin olduğu zannedilmesin. Şu anda onlarca ülkede uygulanan bu model, uygulandığı her ülkede (hatta eyalet sistemi söz konusu ise her eyalette) kendine özgü farklılıklar taşıyor. Örneğin bazı ülkelerde devlet velinin çocuğuna belli bir müfredat uygulamasını zorunlu kılıyor. Bazı ülkelerde ise veliler müfredat konusunda tamamen serbest bırakılıyor. “Bazı yerlerde (mesela Fransa'da) bakanlık evde eğitilen çocukları yılda bir kere denetliyor. Çocukların gelişim grafiğine, özellikle de bir yıl önceki durumuna göre gösterdiği gelişmenin yeterli olup olmadığına bakılıyor. Eğer çocuğun yeterli gelişimi gösteremediği görülürse tedbirler alınması gündeme geliyor. Rusya'da (ki 1994'ten beri evde eğitilen çocukların sayısı üçe katlanmış durumda ve şu anda yaklaşık bir milyon evde eğitilen çocuk var) devletin evde eğitimle ilgilenen özel bir kurumu var. “Evde eğitimi okulla birleştiren sistemler olduğu gibi okuldan tamamen koparan sistemler de var. ABD'nin birçok eyaletinde, devlet okulları bütün imkânlarını evde eğitim yapan çocuklara açmak zorunda. Çocuk evde eğitim gördüğü halde, bölgesinde bulunan devlet okulunun istediği her faaliyetine katılabiliyor. “ABD'de yapılan bir araştırmada ailelere neden evde eğitimi tercih ettikleri sorulmuş. Cevaplar tasnif edildiğinde, en önde gelen sebebin "çocuğa daha iyi bir eğitim verme isteği" olduğu görülüyor. Bunu, dini sebepler, okulları yeteri kadar güvenli bulmama, uyuşturucu ve şiddet korkusu, çocuğa daha iyi bir kişilik kazandırma, okula ulaşım zorluğu (kırsal bölgede yaşayanlar için) çocuğun özel ilgiye ihtiyaç göstermesi, işi nedeniyle ailenin sürekli yer değiştirmesi gibi nedenler takip ediyor. “Peki bu çocuklar üniversite yaşına gelince ne oluyor? Tıpkı diğer çocuklar gibi onlar da üniversite giriş sınavına (ABD'de SAT denilen sınav) giriyor ve kabul edildikleri okula yerleşiyorlar. Evde eğitim gören gençler bu testlerde genel başarı ortalamasının altında kalmıyorlar. Hatta son bulgular evde eğitilenlerin ACT ve SAT testlerinde ulusal ortalamanın üstüne çıktığını ortaya koyuyor.
“ ABD Ulusal Evde Eğitim Araştırma Enstitüsü'nün evde eğitim görmüş ve şu anda yetişkin olan 7300 kişi üzerinde yaptığı araştırma, evde eğitim görenlerin sosyalleşme becerileri konusunda toplumun genel ortalamasından iyi durumda olduklarını ortaya koyuyor. Söz konusu 7300 kişinin yüzde 58.9'u kendisini "çok mutlu" olarak tanımlıyor. Ülke genelinde aynı soruyu "çok mutluyum" diye cevaplayanların oranı ise yüzde 27.6. “
Dünyada bilinen büyük sanatkar,bilim adamı,filozof ve devlet adamının okullu olmadıkları gerçeğiyle birlikte,hiç değilse bir seçenek olarak böyle bir modelin de var olmasına niçin karşı olunur,anlamıyorum.