BÜROKRATİK DİRENİŞ AK PARTİYE Mİ?

BÜROKRATİK DİRENİŞ AK PARTİYE Mİ?


Olayın gelişimini uzaktan izlemekle birlikte, mahiyetine yakından bakmamıştım. Ne zaman ki, engellinin kardeşi karşılaştığı muameleden çıldırma noktasına geldi, yakından bakma ihtiyacı hissettim. Avukat da hukuki olarak bakıp beni ikna etti.

Problemin kaynağı 26 Ekim 2010 tarihli 2010/13 sayılı bir genelge. Genelgede bakım ücreti ödenecekler iki bölümde ele alınmış. Birinci bölümde kanunen bakmak zorunda olanlar sıralanmış, ikinci bölümde de kanunen bakmak zorunda değilken bakımı üslenenler belirtilmiş. Bu kısım zaten yönetmelikte de var. Yorum yapılan bölüm ise şurası:

“Uygulamada müracaatların değerlendirilmesi sürecinde önce birinci bölüm çerçevesinde işlem yapılacaktır. Birinci bölüm çerçevesinde yapılan değerlendirme neticesinde olumlu sonuca varılmış ise, ikinci bölüme girilmeyecektir. Ancak birinci bölüm çerçevesinde yapılan değerlendirme neticesinde olumsuz sonuca varılmış ise müracaat ikinci bölüm çerçevesinde değerlendirilebilecek ve bu değerlendirme neticesine göre işlem yürütülebilecektir.”

Arap saçına dönmüş bu mevzuatı ilgilileri bile farklı anlarken ben buraya yazdım diye sizin bir çırpıda anlayacağınızı zannetmiyorum. O nedenle bu konudaki iki farklı yorumu ve uygulamayı buraya yazacağım.

Kayseri bürokrasisi diyor ki, bakım ücreti talep eden kim olursa olsun, ben onun hanesindeki gelir durumuna bakarım. Kişi başına gelir,486,85 TL’den fazla ise bakım ücreti engelli maaşı bağlamam. Konya, Bursa, Trabzon hatta yanı başımızda Nevşehir bürokrasisi ise burada ikinci bölümde yer alanların kanunen bakma zorunluluğu yoktur. Bu durumda hane geliri dikkate alınmaz diyor ve bakım ücreti tahakkuk ettiriyor. Bu engelli Nevşehir veya Konya’da yaşasa, bakım ücreti alabilecek. Kayseri’de yaşıyor olması talihsizliği.

Konuyu yazmadan, mahkemeye vermeden önce bir kez de ben görüşeyim istedim. Müdür Bey izinli olduğu için Müdür Yardımcısı Ahmet Kaldırımcı ile görüştüm. Tesadüfen Baro Başkanımız Fevzi Konaç da oradaydı. Avukatın yazdığı dilekçeyi ona da okuttum. Sayın Kaldırımcı, olayı defalarca tetkik ettiklerini, yapabilecekleri başka bir işlem olmadığını, mahkemeye gidebileceğimizi söyledi. Kendi yorumlarının yanlış olabileceğini de ifade etti. Zira bu engelliye kardeşi bakmasa, devletin tayin edeceği bakıcıya 2000 TL ödeyeceğini, burada ödemekten imtina ettikleri miktarın 800 TL olduğunu ondan öğrenmiş oldum.

Eve döndükten sonra Kayseri bürokrasisinin ikinci garip bir uygulamasına daha mahallemizde tanık oldum. O olay da şöyleydi. Engelli kişinin kendi maaşı vardı. Çocuklarından biri askere gittiği için hanedeki kişi sayısı azaldığı ve kişi başına düşen miktar belirtilen miktarın üstüne çıktığı için bakım ücreti kesilmişti. Burada da yorum yanlışı yapılmıştı. Zira mevzuatta o kişinin askere gitmesi halinde bile hane halkından sayılacağına dair açık ifadeler vardı.

Sayın Kaldırımcı’ya söylediğim kendi yorumumu burada ifade etmek isterim. Kayseri bürokrasisi, AK Partinin sağladığı kazanımları engelleyerek, siyasi bir tavır ortaya koyuyor. Elbette bu yorumuma Sayın Kaldırımcı, kendisi ve ailesini tanıtarak şiddetle karşı çıktı. Bu tavrın başka bir nedeni de yakın zamanda yapılan müdür değişikliği olabilir. Mevzuata hakim olmayan ve inisiyatif alamayan bir yönetici, alt birimler tarafından hataya zorlanabilir. Ayağı kaydırılabilir.

Google+ WhatsApp