
ŞEHİDİMİZİ UĞURLADIK
Bir şehidimizi daha uğurladık. Hunat Camii avlusunda toplanan cemaat, önceki şehitlerimize olduğu gibi, şahadete şahitlik etti. Allah ve meleklerle birlikte hiç de ölü olmayan şehitlerimiz de son şehidimize şahitlik etti.
Milli Savunma Bakanı, MHP genel başkanı ve milletvekilleri ile askerler de cenaze töreninde hazır bulundular. Şehidimiz şahadetinin ertesi ikindi vaktinde defnedildi. TV’lerde ne bir alt yazı vardı ne de bir haber vardı. Ulusal haber kanalları duyurmasalar bir şehit cenazesi olduğundan kimsenin haberi olmayacaktı. O yüzden törende devlet vardı da halk pek yoktu.
Büyük bayrağın altında toplanan şehidin akranları tekbirler getirerek yürüdüler. Mahalleden ve sanayiden arkadaşları, komşu kadınlar, akrabalar şehitliğe kadar yürüdüler.
Aslen Sivas’ın Şarkışla ilçesi Küçükyüreğil köyü nüfusuna kayıtlı 22 yaşındaki Mustafa Bulut, geçen 25 Şubat’ta vatani görevini yapmak üzere evinden ayrıldı. Askerlik öncesi yeni sanayi bölgesindeki bir tamirhanede makasçı ve kaportacılık yapan ve ailenin tek erkek çocuğu olan Mustafa Bulut, Isparta'daki birliğinden silah arkadaşları ile birlikte Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi'nde görevlendirildi. Beyyurdu Köyü yakınlarında yol güvenlik görevi yaparken PKK'lı teröristlerin açtığı ilk ateşle er Mustafa Bulut şehit düştü.
Acı haber, Kayseri’nin Sancaktepe Mahallesi Akçatı Sokak'ta oturan Bulut ailesine verildi. İki çocuk babası, inşaat işçisi Ömer Osman Bulut, tek erkek çocuğunun şehit düştüğünü duyunca fotoğrafına sarılarak ağladı. Oğlunun fotoğrafını yatağın üstüne koyup üzerine kapanarak ağlayan ve uzun süre oğlunun fotoğrafını sessizce seyreden babanın bu hali yakınlarının yüreklerini dağladı. Geçen ay nişanlanan kız kardeşi Fadime, anne Esma ise, baygınlık geçirdi. Yakınları ise, "Kara Mustafa şehit mi düştün?"’ diyerek gözyaşı döktü.
Gözyaşları tekbirlere karıştı. Öfke vardı. Öfkeyle küfürler edenler vardı. Ama her şey sınırları içinde kaldı. Acılar paylaşıldı. Gencinden yaşlısına oradaki insanlar cepheye gönderilmeye hazır bir ruh hali içindeydiler. Devlet ve millet bir aradaydılar. Provokasyon amaçlı hiçbir aşırılık olmadı. Hiç kimse olayı siyasi şova dönüştürmedi. Kimse kimseyi suçlamadı. Teröre lanet okundu.
Törene katılanların belki de tek ortak özelliği yoksullukları idi. Her cephede vatanın yükünü her zaman olduğu gibi milletimizin gariban evlatları yükleniyorlardı. Askerler içinde bile subaylar değil de astsubaylar göze çarpıyordu. Şehit Mustafa, inşaat işçisi bir babanın tek erkek evladıydı. Sanayideki akranları gibi elinin emeği ile küçük yaşta umur üslenen Şehit Mustafa daha 22’sinde mertebelerin en üst mertebesine yükselmişti. Vatanın her köşesinde insanımız, özgürce hareket etsin, dağlar ve yollar emin olsun diye, bizler özgür nefes alalım diye son nefesini vermişti.
Şehidimizi vatan toprağına emanet ettik. Şehitlerimizin emaneti vatanımıza ve özgürlüğümüze sahip çıkma sırası da şimdi bizde.