KCK İL PKK AYNI DEĞİL Mİ?

KCK İL PKK AYNI DEĞİL Mİ?


Bizim bazı liberallere hayret ediyorum. Yargının ve güvenlik güçlerinin KCK operasyonları ve tutuklamalar konusunda verip veriştiriyorlar. Sivil siyasete müdahale sayıyorlar. Düz ovada siyaset yapanlara terörist muamelesi yapılıyor diyorlar.

Son zamanlarda şehirlerde yapılan terör eylemlerinde, sokak hareketlerinde hep bu şehir yapılanması görülüyor. Siviller öldürülüyor. Halka baskılar artıyor.

PKK’nın da, KCK’nın da yöneticisi aynı kişi. Aşağıdaki haberler medyadan seçtiğim rast gele haberler. Haberin içeriği okunduğunda KCK ile PKK’nın bir farkı görülmüyor:

“ ANF’nin sorularını yanıtlayan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, KCK-MİT görüşmelerini teyit ederek,”Belli ki bunu yansıtanlar sürecin bozulması, savaşın da daha fazla derinleşmesi, ortamın gerginleşmesini istemektedirler” değerlendirmesinde bulundu.” “Fırat Haber Ajansı, KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan'ın 15 Ağustos Atılımı'nın 27. Yıldönümü'nde yaptığını öne sürdüğü açıklamaya yer verdi:

“Öcalan’ın 10 Mayıs 2011 tarihinde devlete ve KCK’ ya üç protokol sunduğunu söyleyen Karayılan. ‘KCK ve devlet bu protokolü kabul ediyor mu, etmiyor mu; bana cevap vermelidirler. Eğer her iki tarafın da görüşleri olumlu olursa o zaman ben bu sorunu kısa bir sürede çözerim’ dedi. “

BDP, KCK ve PKK üyelikleri ve eylemleri arasında bir geçişgenlik ve birliktelik var. Bu örgütler zaten birbirlerini inkâr da etmiyorlar. Birine yapılan dokunma, bir diğerinden cevap bulabiliyor.

Herhangi birinden gelen eylem çağrısı hemen karşılık buluyor. Her üç örgütte aynı amaç için eylemde birleşiyorlar. BDP, mitingler yapıyor. KCK, Molotoflu eylemler gerçekleştiriyor. PKK, sivilleri kaçırıyor, insanları öldürüyor.

BDP’nin tutuklu milletvekillerinin bir kısmı KCK soruşturması nedeniyle tutuklu bulunuyorlar. Bir kısmının aldığı cezalar PKK ile bağlantılı.

Her hangi birinin diğerini yaptıklarından dolayı kınadığı veya eleştirdiği de görülmedi. Yanlış bile olsa birbirilerinin yaptıklarını onaylamaya devam ediyorlar.

Herkesin bildiği bu gerçekleri bizim yazar ve aydınlarımız bilmezler mi? Bildiklerine göre onların aslında istedikleri müzakerelerin teröristlerle yapılması mıdır? Ya da bu durumda yapılacak bir şey olmadığını görüp,”barış”çılık mı oynamaktadırlar?

Elinde silah olanla “barış” nasıl olur?

Kafamızdaki soruları netleştirmekte fayda var.

Ortada savaşan iki taraf mı var? Yoksa bir terör örgütü mü var?

Taraflardan bir devletse, devlet kimi temsil ediyor, diğeri terör örgütü ise örgüt kimi temsil ediyor?

Eğer taraflar varsa kim, kimden neyi istiyor?

Bütün bu karışık örgütlenmelere rağmen ben halkı temsil eden bir yapı görmüyorum. Halkın hakları peşinde koşan bir yapı görmüyorum.

Var olan kör bir terör. Devlete ve halka zarar vererek varlığını sürdürüyor. Devletin ve halkın refah ve gelişmesini istemeyenlerin de taşeronluğunu yapıyor.

Bütün girişimlere rağmen halkın yararına masaya koyduğu bir şey de yok.”Barış” ve ”savaş” onların iki çocuğu gibi. Her ikisinden de anladıkları “ölüm”.

Google+ WhatsApp