ARTIK TARAFTAR DEĞİLİM

ARTIK TARAFTAR DEĞİLİM


Bu toplumun bir bireyi olarak, topluma aykırı bir tutum içinde olmamak adına herkes gibi bir futbol takımını tutuyordum. Takım tutmanın, taraftar olmanın ve taraf olmanın çok da mantıklı olmadığını biliyordum. Birçokları gibi benimkisi de çocukluk ve ilk ergenlik yıllarlından kalma bir tortuydu. Çoğu zaman tuttuğum takımı bırakıp, şehrimin takımının galip gelmesini istiyordum. Tavrım normal taraftar tipine bile uymuyordu. Yine de sözüm ona tuttuğum bir takım vardı.

Son yaşanan olaylardan sonra artık takım tutmamaya karar verdim. Kitlelerin beyinsiz olduklarını kitaplarda okumuştum. Bir milletin evlatlarını beyinsizleştiren, evinde oturduğu yerde sokaktaki beyinsizlerle aynı duyguları yaşatarak hiçleştiren böyle bir olgunun içinde, kenarında olmayı kendime yakıştıramadım.

En yakınlarımdan başlayarak insanların taraftar olmaktan çıktıklarını, fanatikleştiklerini (fanatik; bir kimseye ya da bir şeye aşırı derecede coşku ve tutkuyla bağlı olan (kimse). İnançlarında katı olan, bağnaz.),holiganlaştıklarını (holigan: Özellikle futbolda fanatizmi besleyen ve çevreye zarar vermeye eğilimli taraftar, serseri, hayta.),hatta Vandallaştıklarını (Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan, bunların değerini bilmeyen kimse veya topluluk.) gördüm. Ellisinde bile, ondördünde, ilk ergenlik çağında çocuklar gibi davranıyorlardı. O yaştaki çocuklar öğüt dinlemezler, doğruyu eğriyi ayırmazlar, dikine giderler. Onlara söz anlatmanın imkânı yoktur. Ancak onlar bizim çocuklarımızdır, kaybetmek istemeyiz. Onların suyuna gideriz. Otuzunu, ellisini geçmiş insanlara da böyle davranamazsınız. Her ne kadar onlar ondördünde gibi davransalar da.

Böyle durumlarda benim hep yaptığım bir davranış vardır. Şimdi de aynısını yapıyorum.”Kimseye söyleyecek bir sözüm yok. Kimsenin dinlediği de yok. Öyleyse kendime söylerim. Ben yoğum kardeşim. Ben kavganın tarafı değilim. Ben beyinsiz olmak istemiyorum. Ben oynamıyorum. Ben sizi seviyorum, sizinle kötü olmak istemiyorum. Sizin tavrınızı desteklemiyorum. Sizin suyunuza da gitmiyorum.”

Artık bir takımın taraftarı değilim. Çok rahatlıkla, özgürce hareket edebilirim. Çok yönlü düşünüp değerlendirebilirim.

12 Eylül rejimi, gençliğin apolitik olmasını istiyordu. Gençler ya sev genç olacaklardı, ya da fanatik. Şimdi bunlara bir de internet eklendi.

Ömürleri politik mücadele içinde geçmiş babaların çocukları, şimdi apolitik takılıyorlar. Birçokları çocuklarını, kötülüklerden uzaklaştırmanın yolunu ya topta buluyor, ya da bir cemaate göndermekte. Her iki halde de durum değişmiyor. Çocuklar ot gibi apolitik yetişiyorlar. Verilen bunca emek, eğitim boş şeylerle uğraşmaları için oluyor. Babalar buna da şükür diyorlar. Çünkü beterin beteri var. Çocuklarını kendilerine uyduramayanlar, kendileri çocuklarına uyuyorlar.

Bu ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz gençlik bu mu? Allahın bize lütfettiği, makamların, imkânların, evlatların şükrünü böyle mi eda edeceğiz?

Ülkenin geleceğini kimlere emanet edeceğiz? Okumayan, düşünmeyen, tartışmayan bir gençlikten ne bekleyeceğiz?

İşte bunun için ben artık taraftar değilim.

Google+ WhatsApp