SIKINTI BELİRSİZLİK
İş öyle bir noktaya geldi ki, kimse gözünün önünü göremez oldu. Başlangıçta ilkesel bir tutum olarak benimsenen bir kural, zamanın akışıyla geldi karşımıza dikildi. Hala önümüzde iki yıl var denilmesine rağmen boğucu etkisi hissedilmeye başlandı.
Elbet faniyiz ve bir saniye sonra ne olacağı konusunda çaresiziz. Ancak, öngörülemeyen bir gelecek kaygısı varsa o bir saniyeyi de zehir edebilir. Bütün canlılar var olmaya devam edebilmek için çabalarlar. İnsanoğlu da hayatının ve emellerinin bir gün son bulacağını bile bile yaşamaya ve hedefler koymaya devam eder.
Siyaset başlı başına bir gelecek planlamasıdır. Siyasi partiler ve siyaset yapan bireyler önlerine koydukları hedefler için çalışırlar.
AK Parti açısından 2014 sonrası için belli olan bir durum var mı? Parti hangi kadrolarca yönetilecek? Kimler milletvekili olacak? Kimler bakan olacak? Cumhurbaşkanı kim olacak? Bu soruların cevabı olacak bir planlama ve çalışma var mı? İnsanlara alan açacak bir bilgi var mı?
Cumhurbaşkanından, Belediye Başkanına kadar kimse ne olacağını bilememenin sıkıntısını yaşıyorsa bu belirsizliğin rahatsızlık yaratması normaldir.
Cumhurbaşkanı görevi bitince, ne olacak? Yeniden aday mı olacak? Partinin başına mı geçecek? Emekli olup anılarını mı yazacak? Bu seçeneklerden hangisi olacak? Buna kim karar verecek? Bu ne zaman olacak?
Başbakan, aday olmayacağına göre Başbakan kim olacak? Başbakan Cumhurbaşkanlığına aday olacak mı? Hiç bir şey yapmayıp oturacak mı? Bu seçeneklerden hangisi olacak? Buna kim karar verecek? Bu ne zaman olacak?
Bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları tekrar aday olmayacaklarına göre ne yapacaklar? Görevleri ne olacak? Haydi, güle güle mi denilecek? Bu seçeneklerden hangisi olacak? Buna kim karar verecek? Bu ne zaman olacak?
Bütün bu soruların arkasındaki kaygı, kartlar yeniden karılırken tasfiye edilenlerden olma kaygısıdır.
Siyasetin içinde olanların uzun zamandır içlerinde seslendirdikleri belirsizlik kaygılarının, sesli olarak ortaya çıkmasında zamanın daralmasının etkisi kadar, yapılan bir hamlenin de, artçı etki ve dalgalanmalara neden olduğu düşünülebilir. Bu hamle Numan Kurtulmuş’un partiye davet edilmesidir.
Bu hamle belirsizliği gidermese de bir adım olarak fikir vermeye yaramıştır. Siyasetin içinde olanların bir kısmının tasfiye kaygılarını artırmıştır, bir kısmı için de ön açıcı olmuştur.
Belirsizliğin giderilmesi için yeni adımlara ihtiyaç vardır. Bu adımların zamana bırakılması sıkıntıyı içinden çıkılmaz bir noktaya götürebilir. Bu noktadan sonra acele edilmesinde yarar vardır.
Herkesin iki yıl sonra nerede duracağı konusunda bir tahmin yürütebileceği, bir gelecek tasavvuru olmalıdır.
Bunlar bir partinin iç işleridir, bırakalım ne yaparlarsa yapsınlar denilemeyecek bir siyasi partiden söz ediyoruz. Vatandaş olarak iki yıl sonra ne olacağı konusunda bizim de belirsizlikten kaynaklanan kaygılarımız vardır. Hadi biz neyse de bu kaygılar iş çevreleri için doğrudan para demektir.