KERVAN YÜKÜNÜ ALDI 6

KERVAN YÜKÜNÜ ALDI 6


Programdaki ufacık bir aksama bize hem Tillo yolunu açtı hem de Bitlis’i görme imkânı sağladı. Daha önce Bitlis’e hiç gitmemiştim. Bitlis’ten çok “Bitlis’te beş minare” meşhurdu. Şehre girdiğimizde ilk işimiz minareleri saymak oldu. Nasıl küçük ve şirin bir ile geldiğimizi beş minaresinden bile anlayabilirsiniz. Beş minare türküsünün hikâyesi ise kısaca şöyledir:

Rus işgali sırasında Bitlis, bir harabe şehir görüntüsü alır. Düşmanın çekilmesinden sonra savaş esnasında Bitlis’ten kaçan bir baba ve oğul, Bitlis’e dönmek üzere yola çıkarak şehre hâkim konumdaki Dideban Dağı eteğine varırlar. Baba, şehirde canlı kalıp kalmadığını öğrenmek için oğlunu şehre gönderir. Bir süre sonra oğul geri döner ve uzaktan babasına şöyle seslenir:
"Şehirde yaşama dair hiçbir iz yok; sadece beş tane minare ayakta kalmış."
Bunu duyan baba yıkılır, diz çöker ve şöyle bir ağıt yakarak oğlunu yanına çağırır.


Bitlis’te beş minare, beri gel oğlan beri gel.

Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel.


Bu ağıt zamanla türkü ve manilere konu olarak günümüze kadar gelir.

Bitlis’te Zülkif Peygamberin makamı olarak bilinen mezarlığa da çıktık. Kur’an okuyup, dua ettik. Burası bir mezarlıktı. Ayrıca bir türbe yapılmamıştı. Sadece bir tabela konulmuştu. Mahallenin sevimli çocukları bize eşlik ettiler.

Şimdiye kadar yiyip içtiklerimizden hiç bahs etmedim. Bölge kebap bölgesi olduğu için her il diğeri ile yarış içinde. Ne tatlıları ne de kebaplarını kıyaslayabilecek bir özelliğe sahibim. Ama burada yediğim Büryan Kebabı ve yoğurdun lezzetini söylemem gerekir.

.

Google+ WhatsApp