
ÇİÇEK, KİMİN KİMİNLE MUTABIK OLMASINI İSTİYOR?
TBMM Başkanı sıfatı olmasa, hazırlayıp kamuoyuna sunduğu metnin bir köşe yazısı kadar bile değerlendirilmeyeceği Cemil Çiçek’in niçin böyle bir yol seçtiği sorgulanıyor. Sorgulanması da gerekiyor. Hem amacının hem de yönteminin sorgulanması gerekiyor.
TBMM Başkanı olarak böyle bir yola başvurmadığını söylüyor. Cemil Çiçek olarak tek başına kendi kendine bir mutabakat metni hazırlamış olmanın geçerli bir anlamı ve sonucu olabilir mi? Mutabakat metinleri çok taraflı metinlerdir ve en az iki taraf arasında hazırlanır. Böyle bir metin medyaya düştüğü andan itibaren de taraf olabileceklerin bu metni garip buldukları görülmüştür. Tarafların üzerinde müzakere edip uzlaşmadıkları bir metnin mutabakat metni olarak sunulması ancak bir hayalin sonucu olabilir. Devlette önemli görevler almış birinin hayallerini satmaya kalkışması, en azından böyle bir girişimde bulunması hangi amaca bağlanabilir?
Ülkede toplum olarak terör konusunda oldukça geniş bir mutabakat bulunmaktadır. Siyasi partilerin günlük polemikleri bu mutabakatın olmadığını göstermez. Söz konusu olan insanların hayat hakları ise, vatanın bölünmezliği ise, mutabakat var mı yok mu diye sorulması bile münasebetsizliktir.
Bu yolla kendisinin de yıllardır içinde bulunduğu partisine ve onun hükümetine bir mesaj yollamak istemiş ise bunu bir çocuk aklı bile gülünç bulur. Eğer mutabakat aradığı taraflardan biri hükümet veya AK Parti ise, önce onlarla görüşüp fikirlerini çok rahat alabilirdi. Eğer bunu bu metni hazırlayıncaya kadar ortak olduğu hükümet icraatlarından kendini dışarıda tutma ve sorumluluktan sıyrılma amacıyla yapmış ise, hala görev yaptığı o makamı bırakması gerekirdi.
Sizin mutabakat aradığınız taraflardan birinin sözcüsü, devlete savaş açmış ağzıyla, 400 km alanda devlet yok diyor. Şemdinli Çukurca arasında sizin değil bizim devletimizin güçleri var diyor. Elinden gelse o dağlara terör örgütünün bayrağını dikecek. Sözcülüğüne soyundukları terörün insanların hayatlarını yok etmeyi ve vatan topraklarını bölmeyi amaçlayan saldırılarını kutsayan ve destekleyenlerin mutabakatlarının bir değeri olabilir mi? Bunlar sizin bu metinlerinize imza atarlar mı? Kabul ederler mi?
Bunca yılın deneyimli siyasetçisi ve devlet adamı olarak, böyle bir ortamda niçin böyle bir metin ortaya koyma ihtiyacını hissettiniz? Hani yasalar yapılırken önce gerekçeler yazılır, sizin gerekçeleriniz nelerdir? Sizi böyle alel acele bir metin hazırlamaya itecek derecede önemli ve acil gördüğünüz ve devletin diğer birimlerinin bilmediği gerçek nedir? Siz kiminle kimin mutabakatını arıyorsunuz? Bu metni imzalamalarını umduğunuz muhataplarınız kimlerdir?
Bir zamanlar, hukuka ve hukukun üstünlüğüne çok ihtiyaç duyulan bir zamanda, topluma hukuk güvenceli laflar eden birini Cumhurbaşkanı seçmiştik de, sözlerinin seçimlik olduğunu yedi yıl boyunca kan ağlayarak yaşamıştık.
Eğer bu açıklama böyle bir nedene dayanıyorsa, ancak anlaşılabilir. Aksi halde, siyasetin ölünceye kadar bir meslek olmadığı ve insanların belli bir yaştan sonra bazı arızalarla malul olmalarının siyasetçileri de kapsadığı düşüncesi, daha akla yatkın bir yorum olacaktır.
AK Parti, en başta da böyle nedenlerle kadrolarını yenilemektedir, yenilemelidir.