
LİDERLİK BU MU?
Daha önceki yazımda Adli Müşavirlikteki soruna dikkat çekmiştim. O yazıyı yazdığımda istifalar olmamıştı. Adli Müşavir hakkında yakalama istemi de olmamıştı. Bu yazıyı da şura gerçekleşmeden yazıyorum. Medyada çok yorumlar yapıldı bazılarını ben de alıntılayacağım.
İstifacı generaller gerekçelerini de açıkladılar. Genelkurmay Başkanından sonra eski Deniz Kuvvetleri Komutanı da benzer şeyler söyledi:
“2009 yılı Nisan ayında başlayarak, görev sürem boyunca devam eden davalar nedeniyle, 2'si koramiral rütbesinde 15 amiral, 51 üstsubay (binbaşı ve üzeri), 7 subay ve 3 astsubay olmak üzere toplam 76 personelimin tutuklanması, yüzlerce personelimin ise muhtelif davalar kapsamında soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulması, görev kuvvetlerimizin görev etkinliğini olumsuz yönde etkilemektedir”
Ahmet Altan, Komutanların anlamadıklarını saydı: “Zaten asıl sorun, generallerin Türkiye’nin gerçeklerini algılamakta zorluk çekmeleri, değişimleri bir türlü kavrayamamaları, zihinlerindeki ezberleri bozamamaları Yıllarca hak etmedikleri bir siyasi gücü ellerinde bulundurdular. Bütün sivil hükümetleri ve o hükümetlere oy veren insanları kendilerine rakip, hatta düşman olarak gördüler. Medyanın desteğiyle hep sivil hükümetleri yıprattılar. Ezdiler. Üstlerine vazife olmayan her şeye karıştılar. Darbeler yaptılar. Andıçlar yazdılar. Otuz yıl boyunca süren savaşta hem halklarına hem devletlerine karşı suçlar işlediler. Bir yandan varlığını sürekli reddedip halka yalan söyledikleri JİTEM türü örgütler kurup Kürtleri sokaklarda vurdurdular. Katilleri orduda barındırdılar. Bir yandan da kendi askerlerinin hayatları pahasına savaşı uzatacak işler yaptılar. Barışın tam kapısına geldiğimizde 33 askeri ölüme gönderdiler. Onların savaşta yaptıklarının hesaplarını medya sivil hükümetlerden sordu.”
Acaba bir ordunun komutanı ideal bir yapıda böyle mi davranırdı? Tarihi ve geleneği olan bir orduda komutan sorumluluğu nedir? Mesela bir yerde disiplinsizlik varsa fatura kime kesilir? Sorumlu komutana mı, yoksa en alttakine mi? Genelkurmay Başkanı, yargılama olmasını istemiyor. Kendilerine dokunulmasını istemiyor. Yargıyı tanımadığını söylüyor. Yargı tasarruflarını hiçe sayıyor. Yargının ve yasaların suç saydığı eylemleri suç saymadığını söylüyor. Kuvvet komutanları da öyle. Neredeyse altları boşalmış, yüksek rütbeli yardımcıları teker teker suç örgütü iddiasıyla tutuklanmış, onlar makamlarında oturmuşlar. Bu kadar asker tutukluysa bugüne kadar neden orada oturdun? Bir suç varsa sorumlu benim deyip liderlik erdemi göstermedin. Komutanlık ve liderlik sorumluluk üstlenmektir. Onlar tutuklanırken seyredip, zaten emeklilik zamanı geldiğinde emeklilik isteyeceksin. Bu mu iyi komutanlık?
Medya sordu: Dağlıca’da, Aktütün’de başarısızlık olan yerlerde neden bir komutan istifası görmedik.
Bu sorunun cevabını galiba Cüneyt Özdemir bulmuş:“Siviller için nasıl bir mahalle baskısı varsa askerler için de bir orduevi baskısı vardır. Siyasi olarak baktığınızda bu 4 komutanın istifası askerin içine düştüğü çaresizliğin bir itirafıdır. Ancak aynı zamanda o kapalı hayatlar içindeki orduevi baskısının da büyük payı vardır. Artık o koltuklarda oturamayacaklar ancak lojmanlarda orduevlerinde yazlık kamplarda başları dik gezebilecekler.”
Koskoca komutanlar bütün bunları “pişti” oynamak için mi yaptılar?