MADIMAK VE BAŞBAĞLAR

MADIMAK VE BAŞBAĞLAR


2 Temmuz günü Sivas’a gittim. Şehrin girişindeki emniyet tedbirlerini görünce Madımak’ın yıl dönümü olduğunu anladım. Tören ve eylemler nedeniyle şehrin birçok caddesi kapatılmıştı. Şehrin merkezindeki varacağımız yere bir türlü ulaşamıyorduk. Bu sayede şehirde aracımızla tur attık ve gözlemleme imkânı bulduk.

İlk dikkatimizi çeken husus, caddelerin, sokakların ve çarşıların boş olmasıydı. Sivaslılar evlerine kapanmışlardı. Her yıl dönümünde olduğu gibi sokaklar, dışarıdan gelen eylemciler ve polislere kalmıştı. İzmir’den Tokat’a çok sayıda otobüs gördüm. Bazılarında Eğitim Sen yazıyordu. Başka şehirlerden insanlar organize olarak Madımak olayını anmak için Sivas’a geliyorlardı.

Bizde bir polisin yardımıyla ulaşacağımız adrese varabildik. Torunum yaz kursundan geldi ve aradığım sorunun cevabını ondan duymuş oldum. Kendinden biraz büyük bir ağabey ona eve gidince sokağa çıkmamasını söylemişti. Şehre PKK’lılar geldi demişti. Torunum da bana soruyordu:”PKK’lılar kim Dede”,diye.

Sivaslılar Madımak olayı ile Sivas’ın sürekli birlikte anılmasından rahatsızlar. Olay yaşandığında da Sivaslılar kendilerinin kesinlikle olayın içinde olmadıklarını söylüyorlar. O zaman da tıpkı anma günlerinde olduğu gibi şehrin sokaklarının yabancılarla dolu olduğunu ifade ediyorlar. Hatta yargılanıp ceza alanların kesinlikle haksız yere cezalandırıldıklarını, asıl faillerin bulunmadığını düşünüyorlar.

Madımak olayının her yıl kitlesel eylemlerle anılması, hem de dışarıdan gelen kimselerce anılmaları, açık bir kışkırtma olduğu geçen zaman içinde çok iyi anlaşılan olayın tekraren provoke edilmesinden başka bir amaç taşımıyor.

Sivas halkının sağduyusu ve güvenlik güçlerinin aldığı tedbirler, geçen zaman içinde yaşananlardan ders alındığını gösteriyor. Aynı dersi ne yazık ki, olayı protesto etmek için gelenlerin almadıkları anlaşılıyor.

İnsanların protesto etme hakları vardır. Aynı olayı bulundukları şehirlerde de protesto edebilirler. Kilometrelerce yol aşılarak ve organizasyonlar yaparak Sivas’a gelmenin amacını izah etmek kolay değildir.

Olayın bu yönü akla aydınlanmamış soruları getirmektedir. Bu soruların cevaplarının mutlaka alınması lazımdır. Daha ta başından itibaren olayların tahrikçileri, tetikçileri, göz yumanları, yargısız infaz yapanları teker teker ortaya çıkarılmalıdır.

Bu olay baştan itibaren yeniden araştırılmalı, yeniden yargılanmalıdır. Buradan başlayacak aydınlanma belki unutturulmaya çalışılan Başbağlar katliamı hakkında da ipuçları sağlayacaktır.

Bu nasıl hukuk devletidir? Sivas’ta evlerinden rast gele toplanan insanlar yargılanıp mahkûm edilmişlerdir. Toplum vicdanı onların suçlu olduklarına bir türlü inanamamaktadır. Erzincan’da ellerinde katliam izleri ile yakalanan katiller, mahkemece serbest bırakılmışlardır. Katillerin izine bile bunca yılda rastlanılamamıştır.

Aradan bunca yıl geçmesine rağmen bir arpa boyu yol alınamamış ise, adaleti nasıl ve nerede bulacağız?

Google+ WhatsApp