
KÜLTÜREL ÇALIŞMALARA İLGİ NİÇİN AZ?
Genelde kültür sanat çalışmalarına katılım az oluyor. Eskiden daha fazla insanı salonlara çeken çalışmalar şimdi ilgi görmüyor. Konferanslar, paneller, imza günleri boş salonlarda yapılıyor.
Bunda kültürel çalışmaların tabana yayılamaması etkili zannederim. Sanki insanlar kültürel bir doyuma ulaşmış gibi davranıyorlar. Oysa en basit TV’leri Sokak testlerinde insanların çevrelerine ve olan bitenlere ne kadar yabancı oldukları görülüyor.
Belediyeler ve kamu kuruluşları, çalışmalarını kültür adı altında ama popüler kültüre uygun konserler ve şovlar yapmak suretiyle geçiştirmeye çalışıyorlar. İlginin az olmasını bahane ederek diğer çalışmalara soğuk bakıyorlar. Üniversiteler kendi kampuslarında boş salonlara konuşuyorlar, öğrencilerle ve halkla bütünleşemiyorlar.
Bütün bu olanlar gerçek kültürel etkinlikleri olumsuz yönde etkiliyor. Hem baştan destek bulamıyorlar, hem de psikolojik olarak ekside başlıyorlar.
Kitaba ve kültüre ilgiyi artırmak ve bu ilgiyi tabana yaymak gerekiyor. Elbette her önemli sorunumuzda olduğu gibi, iş gelip eğitime dayanıyor. İlköğretimden üniversiteye varıncaya kadar çocuklarımızın eğitiminde bu eksiklik açıkça fark ediliyor. Okullarımızda kulüplerimiz var. Formaliteden öteye geçmiyor, bu tür çalışmalar vakit kaybı olarak görülüyor. Üniversite gençliği ki, cemaat ev ve yurtlarında kalanlar da dahil, kültürel bir çalışmayı yük olarak görüyorlar. Ya da tek taraflı bir beslenme içinde kalıyorlar.
68 ya da 78 kuşağı diye bilinen insanların eylem adamı olduğu kadar birer kültür adamı da olduklarını biliyoruz. Yeni kuşakların ne eylem de ne de kültürde gözleri yok.
Çalışmalarda göze batanlar da hep bu eski kuşakların adamları. Biz mi yanılıyoruz bilemiyorum. Bu ülkenin kültürel olarak bir gelecek perspektifi olmayacak mı? Yok mu? Gelecekte insanlar, bu alanlara ihtiyaç duymayacaklar mı? Teknolojik gelişmeler insanlar teknik araçlara bağımlı hala mı getirecek?
Başbakanın okullar için seçim sürecinde söylediği elektronik kitap uygulamasını da aklınızın bir tarafına yazarak düşünün. Şimdi çocuklarımızın ellerinde en azından ders kitapları var. Gelecekte ders kitapları da olmayacak. Benim sözlerimi matbaaya karşı çıkanların durumuna benzetmek mümkün. Öylesine bir devrim mi yaşıyoruz?
Yine de ben iddia ediyorum. Neleri kaybettiğimizin farkında değiliz. Kazandıklarımız parlak görünüyor. Kuş da parlağa konuyor. Derinliğimizi kaybediyoruz. Köklerimiz kuruyor. Ailemiz, bireylerin gelişi güzel bir araya gelmiş hali gibi gözüküyor. Ailemiz dağılıyor. Bu, sadece bizim değil çağımız insanının genel sorunu.
Onun için üç beş de olsa az da olsa kültürel çalışmalar önemli. Mutlaka gücümüz ölçüsünde katkı vermeliyiz. Geçmişi geleceğe taşımak, ya da geleceğimizi köklerimiz üzerinde kurmak için buna ihtiyacımız var.
Unutmayalım, yeryüzünde var olan ve ayakta kalan kültürler kitaplı kültürlerdir. Gün döner zaman geçer, bıraktığınız izler silinir. İnsanlığın ortak hafızası ve birikimi olan kültür ise kalır.