
BİZİM ÇOCUK KÖTÜ ÇIKTI
Değerli Arkadaşım Muzaffer Koçer’in galiba bu isimde bir eseri vardı. Dört beş yıl önce bir karakolda şahit olmuştum.16–17 yaşlarında bir çocuk gözaltına alınmıştı. Karakoldan babasını aradılar. Karşıdan gelen sesi duyabiliyordum.
“Gebersin, benim öyle bir oğlum yok!”diyordu. Arkadaşımın dediği gibi çocuğu kötü mü çıkmıştı. Yumurtanın cılk çıkması gibi bir şey miydi? Yoksa ana baba ihmallerinin bir sonucu mu idi? Bu sözler aslında bir çaresizliğin ifadesiydi. O çocuk artık ana babanın ve toplumun kontrolünden çıkmış, bir mayına dönüşmüştü. Nerede patlayacağı ve kimlere zarar vereceği belli değildi.
Maalesef böyle çocuklarımız var. Sokaklarda serseri mayın gibi dolaşıyorlar. Gün geliyor masum insanların canını yakıyorlar. Kendilerinin de canları yanıyor. Ana babalar, bu sefer gebersin diyerek sıyrılamıyorlar, acı ve vicdan azabı içinde kıvranıyorlar.
Önceki gün Beyazşehir’de pırıl pırıl bir genç bıçaklanarak öldürüldü. Hiç bir suç, günah, husumet yokken hayatını kaybetti. Onun suçu o saatte onlara rastlamaktı. Kardeşiyle birlikte fırında kıymalı yaptırmaya gitmişlerdi. Annesi, kıymalının yanında içmek için ayran yapıyordu. Babası pencerede onları bekliyordu. Sıradan bir gündü. Belki de birçoğumuzun yaşadığı bir yemek hazırlığı idi.
Dönüşte yollarını kesmişlerdi. Ellerinde bıçak vardı.17 yaşında olanın tam kalbine sapladılar bıçağı. Küçük kardeş koşarak binalarının görevlilerinden yardım istedi. Görevli oğluyla birlikte yardıma koştu. Onları da bıçakladılar.
Baba, biraz önce pencereden geldiklerini gördüğü çocuklarının gecikmesinden şüphelenip, dışarı fırladı. Oğlunu kanlar içinde gördü. Deliye döndü. Kendini kaybetti.
Böyle bir acıyı Allah hiçbir ana babaya yaşatmasın. Ne umutlarla büyüttüğü gencecik evladı artık yoktu. Onu kimse tutamadı. Acısını haykırdı.
Ajanslar haberi şöyle geçtiler:
“Kayseri´de bıçaklı kavga: 1 ölü, 2 yaralı . Kayseri´de gençler arasında çıkan bıçaklı kavgada 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Beyazşehir Mahallesi´nde Mesut Y. ve Hakan Ç. ile Mustafa Ş, Muhammet Ö. ve Ali M. arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu çeşitli yerlerinden bıçakla yaralanan Mustafa Ş, Muhammet Ö. ve Ali M. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Muhammet Ö. müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Şüpheliler Mesut Y. ile Hakan Ç. polis ekiplerince gözaltına alındı. Mustafa Ş. ve Ali M.´nin tedavilerinin sürdüğü, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.”
Her gün ajanslardan böyle haberler geçiyordu. Bunlar, ateşin düştüğü yerdeki acıyı görmeyen ve artık sıradanlaşan haberlerdi.
Bütün bunlar için içimiz yanarak kimi, neyi suçlayacağız? Anne babaları mı? Onlar çocuklarının böyle olmalarını isterler mi? Neden çocuklarımızı kaybediyoruz? Neden sokaklarımız serseri mayın olmuş genç çocuklarla dolu? Toplum olarak, devlet olarak, anne babalar olarak sorumluluklarımız yok mu?
O çocuklar başkalarının değil, onlar da bizim çocuklarımız. Onları şiddete ve suça yönelten sebepleri ortadan kaldırmamız gerekmiyor mu? Bizim çocuğumuz öyle değilse bile, bakın durup dururken bize de bulaşabiliyor.
Çocuklar, aramızda en masum olanlar. Onları birer suç makinesine çeviren ortamı ne zaman görebileceğiz? Düzeltmek için daha ne kadar başkalarının bir şeyler yapmasını bekleyeceğiz.