
KAYSERİ KÜRT DEVLETİNE SINIRMIŞ
KCK’nın militanlara verdiği derslerin, ortam dinlemesi dökümleri basında haber olarak yer aldı. Haberleri KCK’yı sivil siyasi bir oluşum gibi yansıtmaya çalışanlara okutmak lazım. İşte onlardan seçilenler:
” Sivas Kayseri ve Gümüşhane ile bir özerk bölge olur mu? Böyle oldu mu en kısa zaman içerisinde yıkılır. Ama Sivas'a hangisi yakındır, Malatya yakındır, Erzincan yakındır veya Elazığ yakındır, hem kültürel açısından ve coğrafik hem de ekonomik alan içindir. Bölgeye sormak lazım ama aynı zamanda bütün dillerin, bütün bu bölgelerin birbiriyle ilişkisi olması lazım. Bu anlamda bir meclis olacaktır, bu anlamda bu bölgelere Kürtçe resmi dil olarak kullanılacaktır. Her bölgenin bir meclisi olur ama aynı zamanda Türkiye'nin kendi içerisinde de o özerk bölge meclisi olur aynı zamanda bölgelerin öz savunma güçlerinin ekonomik bilimlerinin yargı sistemlerinin vs. tümü olacak. Türkçe de ikinci bir siyasi dil olarak mecliste kullanılacaktır, diğer isteyen Türkçe de okumaya devam edecektir. Sınır istemeyeceğiz sınır oluşturmayacağız ama kendi yönetimimizi ve kendi devletimizi kuracağız.”
“21. yüzyıldayız, PKK hareketi var bugün, PKK'nın fedai eylemlerinin gerçekleşeceği bir birliği var, bütün gerillalar öldürülebilir ama ayrıca bir fedai eylemlerinin gerçekleşeceği bir gerilla birliği var, işte bu insanların insanlara baktığımız zaman uyuşturucuyu çok kullanır PKK’lılar. Uyuşturucu kullanmasa zaten yapamazlar.”
İşte BDP ile PKK’yı ayrı görelim diyenlere verilen cevap:
“ PKK ile BDP aynı yolda yürüyor. PKK hakkında kimse yorum yapamaz. Her ikisi de Kürt halkının temsilciliğini yapıyor. Sizin gördüğünüz sözde siyaset akademisindeki yerler güvenlidir. Kimse girip sizleri takip edemez. Sıkıntı olmaz, ortam güvenlidir. Alacağınız görevler BDP ve PKK'nın talimatları ile yapılıyor. Siyasi ve beyin olarak her biriniz birer PKK'lısınız. Öcalan'a sahip çıkılıp anlamanız gerekir. En az hafta da bir sefer yönetici olarak internet üzerinden ANF'den Öcalan'ın avukatları ile haftalık görüşmesini ve yapılan görüşme metnini okumanız ancak bu metni cebinizde taşımamanız gerekir.”
BDP’ye oy veren namazında niyazında Müslümanların da bu derslerden haberli olmaları gerekir. Aşağıdaki bilgilere rağmen bu partiye oy veriyorlarsa, ayrıca bir sorumluluk altına girdikleri görülür:
“Derslerde, dini değerler aşağılanırken, Abdullah Öcalan'ın Kürt halkının peygamberi olduğu fikirleri işlendi.
Bir derste peygamberimiz Hz. Muhammed'in Kuran'ı Kerim'i kendisinin uydurduğu ve Kılıçdaroğlu gibi "işte elimde belge var" dediği iftirası anlatılırken, Hayri Dikilitaş isimli eğitmen 1 Mart 2010'da Peygamberimize "şarlatan ve katil" iftirası atıyor.
8 Mart tarihli derste de Hz. Muhammed'in 40 bin Kürt'ü katlettiği iddia ediliyor.”
Bu bilgileri akşam gazetesi haber olarak verdi. Ortada bir niyet okuması yok. Bu insanlar niyetlerini gizliyor da değiller.
Başta bölge halkı olmak üzere insanlarımızın bu bilgiler ışığında tutumlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekir. İyi niyetli olduğunu düşündüğümüz aydınlarımızın da.
Savaşarak sınır çizmeye kalkışan ve ideolojisi belli bir harekete “barış” hareketi diyebilir miyiz?
Böyle bir hareketle nasıl bir barış yaparız?
Kayseri’yi sınır kabul ederek mi?